Sentence examples of "karşılıksız değil" in Turkish

<>
Senin Tanrının sevgisi karşılıksız değil. Любовь твоего Господа не безусловна.
Basında, Chapel Hill katili terörist değil, sadece bir katil olarak adlandırılıyor. В средствах массовой информации убийца в Чапел - Хилл не зовется террористом, он просто убийца.
Karşılıksız çek yazmaktan bir buçuk yıl hapiste kalmış. Провела полтора года в тюрьме за подделку чеков.
"O bir sanatçı, siyasi aktivist değil. "Он человек искусства, а не политический активист.
Kira için verdiğim çek karşılıksız çıkmış. Мой чек за аренду не приняли.
otorite ve toplum arasında başka türlü bir diyalog mümkün değil. другого способа диалога власти и общества уже нет.
Banka herkesin karşılıksız olarak evine dönmesine izin verirse... Если банк позволит всем бесплатно возвращаться в дома...
Fukuşima nükleer kazası ölüm çanlarını sadece Japonya'daki nükleer güç için değil Pasifik Deprem Kuşağı'nda yer alan Tayvan için de çalıyor. Ужасная авария на Фукусиме - похоронный звон ядерной энергии не только в Японии, но и в Тайване, который также расположен в так называемом Тихоокеанском вулканическом огненном кольце.
Okul taksiti dediniz de, verdiğiniz son üç çek karşılıksız çıktı. Насчёт оплаты, ваши три последних чека не приняли к оплате.
O hafta, sadece Tokyo halkı değil tüm dünya radyasyona maruz kalma endişesi içindeydi. А сегодня не только жители Токио, но большая часть мира пребывают в панике при мысли о столкновении с риском радиоактивного загрязнения.
Karşılıksız çek sebebiyle hakkınızda arama emri çıkartılmış. На вас выписан ордер за подделку чеков.
Gösterinin sunduğu imge ile de değil, ateşin kendisi ile. Не красотой картинки, а именно самим поджогом.
"Bana karşılıksız tutulma". "Başka kadınlarla görüşme." Вы не разрешаете мне безответно вас любить и иметь другую женщину.
Mahkemede sadece Atnaf'ın geleceği değil, aynı zamanda baskıcı hükümetin ifade özgürlüğü suçlamalarına karşı yer alacak olan her gencin geleceği yargılanmakta. Суд идёт над будущим не только Атнафа, но каждого обладающего стремлениями молодого мужчины / женщины, которые осмеливаются привести репрессивное правительство к ответу за свободу слова.
Şu sizin ipotek çekiniz yine karşılıksız çıktı. Ваш чек по ипотеке опять не прошел.
Fakat Kırgızistan gibi, entellektüel mal varlıklarına ciddi değer veren Dünya Ticaret Organizasyonu'na üye değil. Но, в отличие от Кыргызстана, он не входит во Всемирную торговую организацию, которая очень серьёзно относится к интеллектуальной собственности.
Tatlı, sıcacık, karşılıksız aşk. Нежной, теплой, безусловной любви.
"Burası Halep değil, Malawi." "Это не Алеппо.
Karşılıksız hiçbir şey olmaz. Даром ничего не получишь.
Fakat Meksika'da habercilere karşı gösterilen şiddet yeni bir şey değil. Следует отметить, тем не менее, что насилие против журналистов в Мексике - действительно явление отнюдь не новое.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.