Sentence examples of "kiliseye" in Turkish

<>
Seni kiliseye anca patates kızartması ve milk shake sözü verip götürebiliyordum. Затащить тебя в церковь можно было только пообещав картошку-фри и коктейль.
Yok, biliyorum. O kahrolası mega kiliseye yetişmek için bir şeyler yapmamız lâzım. Мы должны сделать что-то, чтобы одержать верх над этими чертовыми служителями церкви.
İsa o kiliseye hırsızların ini demiş. Он назвал их церковь логовом воров.
Düşes ve çocuklarınız, çoktan kiliseye gittiler. Герцогиня и ваши дети уже в церкви.
Popüler değildi. Üniversitede, Bloody Mary'li brançlardan kaçtı ve kiliseye gitti, iffetli bir kadın. В институте она пропускала бранчи с Кровавой Мэри * и ходила в церковь, ханжа.
Milagros, sence babam yarın kiliseye gelecek mi? Милагрос, думаешь папа прийдет завтра в церковь?
İş yerinde çalışan ve aynı kiliseye giden adamları kontrol ettik. Мы проверили всех парней на её работе и прихожан церкви.
Çok dindar ve düzenli olarak kiliseye gidiyor. Он очень религиозен и посещает регулярно церковь.
Hepimiz oranın ne kadar kalabalık olduğunu biliyoruz ama aldığımız bilgiye göre hepsi bir kiliseye doluşmuş. Вы знаете, какой тут муравейник. Но есть информация, что они скрываются в церкви.
Martha Cage, Joy de Rossa ile aynı kiliseye gidermiş. Марта Кейдж ходила в церковь вместе с Джой де Росса.
Sonrada kiliseye giden tünelin girişini açacak, bizde onları içeriden pusuya düşüreceğiz. Потом он откроет ход в церковь из туннелей. Мы сможем напасть изнутри.
Maalesef bu konut da kiliseye ait. Увы, этот дом принадлежит церкви.
Sonra kiliseye gitmeyi bıraktı ve Sandringham'ı satmaya karar verdi. Потом он перестал посещать церковь, решил продать Сандрингем.
Şapkamı çıkardım ve kiliseye girdim. Я снял шапку и зашёл в церковь.
James, kiliseye bir bağışta bulunmuş olabilir. Ama bu konuları tartışma gereği göremiyorum. Джеймс мог сделать пожертвование в пользу церкви, я не собираюсь это обсуждать.
Joe ve Galt beni terk edilmiş kiliseye götürdüler. Джо и Голт отвезли меня в заброшенную церковь.
O her pazar sabahı kiliseye gider. Он каждое воскресное утро ходит в церковь.
Kiliseye tam 00 şilin borcum var ama kiracılarına gümüş dağıtıyorsun. Я должен церкви шиллингов, а ты раздаешь крестьянам серебро.
Ayrıca beraber dua etmek için insanları kiliseye davet etme timindeyim. - Dua etmek nasıl yardımcı olacakmış? Также я часть уличной команды по приглашению людей в церковь внизу, чтобы мы могли вместе помолиться.
Beraber kiliseye gidersiniz ve sonra da dondurma alırsınız. Потом ходите вместе в церковь и покупаете мороженое.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.