Sentence examples of "nefret ettiğimizi" in Turkish

<>
Hepimiz bazı şeylerin basına sızdırılmasından ne kadar nefret ettiğimizi biliyoruz. Мы все ненавидим, когда что-то неприятное попадает в прессу.
Hayır efendim, silah kullanmıyorum, silahlardan nefret ediyorum, su tabancaları bile evime girmiyor. Нет, сэр, я не пользуюсь оружием, я ненавижу оружие, даже водяные пистолеты никогда не появятся в моем доме.
Floki Hıristiyan bir krala ve Hristiyan bir Tanrıya hizmet için kendi Tanrılarımıza ihanet ettiğimizi söylüyor. Флоки говорит, что мы предаём наших богов, служа христианскому королю и христианскому богу.
Okulda fiziksel eğitimden nefret ettim. Я ненавидела физру в школе.
Ya da çarpıcı bir haberi hak ettiğimizi düşünüyorlar. Или они считают, что мы заслужили сенсацию.
İnternet üzerinden birçok nefret mesajları ve ölüm tehditleri aldıktan sonra emniyet müdürlüğünde dava açtı. Он возбудил дело в центральном управлении полиции после получения многочисленных сообщений ненависти в Интернете и угроз убийством.
Onlara önerdikleri rakamı kabul ettiğimizi söyledin, değil mi? Ты сказал ей, что мы согласны, верно?
Bende bu elbiseden nefret ediyorum. А я ненавижу это платье.
Bay Başkan, Bulgaristan'a kabul ettiğimizi bildirelim mi? - Tamam, Bulgarları arayın. Думаю, вы не против, чтобы мы сообщили болгарам, что мы согласны.
Hükümetten nefret etmek için bir sebebi var. Он ненавидит правительство - ну и поделом.
Çalışanların hepsi buradan nefret ediyor. Все работники ненавидят это место.
Acı, nefret, kıskançlık... Боль, ненависть, зависть...
Buna rağmen fırtınalardan nefret ederim. Просто я не люблю грозу.
Ve ablan, o da benden nefret ediyor. И твоя сестра меня тоже ненавидит, да?
Bu arada, güllerden nefret ederim. И кстати, я ненавижу розы.
Beate her zaman hasta olduğunu düşünür, ve iğnelerden nefret eder. Беате постоянно кажется, что она больна. Но уколы она ненавидит.
Hayır, kıçım pahalı şeylerden nefret ediyor. Неа, моя задница ненавидит дорогие вещи.
Sadece vampirlerden nefret ederim. Я просто ненавижу вампиров.
Ben yerim ve yalnız yemekten nefret ederim. Я ем и ненавижу есть в одиночестве.
Aslına bakarsan o heriften nefret ediyorum! На самом деле я его ненавижу.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.