Sentence examples of "neredeyse" in Turkish

<>
O akşam hastanede koluma dikiş atıldı. Neredeyse gece yarısına kadar sürdü. Мне накладывали швы в больнице почти до полуночи в ту ночь.
Küçük paketler hâlinde geldiği ve neredeyse kendi kendini piştiği için. Он продается в такой маленькой упаковке и практически готовится сам.
Evet, neredeyse anneyi de bebeği de kaybediyorduk. Да, чуть не потеряла мать и ребенка.
Brock Harmon bu adama neredeyse dokunmadı bile ama adam bebek gibi çığlık attı. Брок Хармон едва дотронулся до его лица, а он заорал как ребенок.
Neredeyse öğlen oldu, iptal edecek zaman yok. Уже почти полдень, нет времени его отменять.
Hydra neredeyse bir tarikat gibi. Adamları Schmidt'e tapıyor, onu yenilmez sanıyorlar. Гидра в своём роде сектор, где боготворят Шмидта и считают неуязвимым.
Ve kara büyün neredeyse kristali geri alma şansımızı da ortadan kaldırıyordu. И твоя чёрная магия чуть не лишила нас шансов вернуть кристалл.
Neredeyse merhamet edecektim, ama ses Jerry, ses dedi ki: Я почти сдался, но голос, Джерри, голос сказал:
Sıcaktan neredeyse ölmüş bir durumda, çatı katından çıkmaya çalışıyordum. Я почти подох от жары, пытаясь выбраться с чердака.
Beni bulmak için görevlendirdiğin kıza dair, neredeyse hiçbir şeyden bahsetmedin bana. Ты практически ничего мне не сообщила о девушке, которую просила найти.
Betty'nin bütün şarlatanlıklarını Lester üzerinde çoktan denedim zavallı adam neredeyse sinir krizi geçiriyordu. Я опробовал все уловки Бетти на Лестере. Бедняга чуть нервный срыв не получил.
Ben ve Karim dün seni neredeyse hiç görmedik, değil mi? Мы с Каримом едва видели тебя вчера, что-то не так?
Ama bu neredeyse on yıl önceydi. Но прошло уже почти десять лет.
Ama onaltı yıl neredeyse bitti. Но лет уже почти кончились.
Lucas neredeyse her çeşit program yapabilir. Лукас может практически любую программу написать.
Müzik o kadar yüksek sesle çalıyordu ki kilisenin tavanını havaya uçuracaktık neredeyse. Музыка гремела так громко, что с церкви чуть крышу не срывало.
Beni neredeyse Hitler'e inandırdınız ama Lucifer, gerçekten mi? Я почти, почти поверила насчет Гитлера. Но Люцифер?
Bir erkeğin seksi reddetmesi neredeyse imkansızdır. Мужику практически невозможно отказаться от секса.
Andrew, sen neredeyse bir insanı öldürüyordun! Эндрю, ты чуть не убил человека.
Neredeyse bir milyon dolarlık belgelenmemiş gelirden söz ediyoruz. Мы говорим о почти миллионе долларов неучтенных доходов.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.