Sentence examples of "neredeyse ölüyordum" in Turkish

<>
Ben kan kaybından neredeyse ölüyordum. Я чуть не истёк кровью.
Bu kız çocuklarının neredeyse yarısı günde topu topu - Taka ($5- $ 5) kazanıyor. Почти половина этих девочек получают мизерную ежедневную зарплату в - бангладешских так ($ 5- $5).
Ben ölüyordum, ve onlar gülüyordu. Я умирал, а они смеялись.
Belgeleri teslim etmek neredeyse imkansız. Подача документом практически невозможна.
O masada az kalsın ölüyordum. Я почти умерла на нем.
Aynı zamanda popüler bir turizm noktası olan Bagan'da neredeyse 00 pagoda ve tapınak bulunmakta. Баган также является популярным туристическим направлением, в нём расположено почти три тысячи храмов и пагод.
Yarım saat kadar sürdü ama az kalsın ölüyordum. Всего полмили, но я чуть не умер.
Yine de, Miami'deki Kübalı sürgün topluluğunun sert kısmı, neredeyse genelleştirilmiş bir öfke gösterdi. Тем не менее, бескомпромиссный сектор кубинской эмиграции в Майами продемонстрировал практически всеобщую злость.
Bunlardan bir tane almak için ölüyordum be. Я бы умерла за один из таких.
Bedenin göçmen bürosundan taşındığı Moskova'daki Botkin morguna neredeyse $ ödemek zorunda kaldıklarını öne sürdüler. Они заявили, что должны были заплатить почти долларов США за услуги морга Боткинской больницы в Москве, куда было перевезено тело из миграционного центра.
İşten eve geldim, yorgunluktan ölüyordum. Я вернулась с работы смертельно усталая.
Dün neredeyse iki kez havaya uçuyordum. Я почти взорвалась вчера, дважды.
Adam neredeyse seni harcıyordu. Он почти победил тебя.
Yumruğu ona neredeyse değmedi bile. Этот удар едва задел его.
Neredeyse bütün lanet evi indireceklerdi. Почти испепелили этот чертов дом.
Sistem neredeyse görüş mesafesine girdi. Система почти в зоне видимости.
Bir fahişe neredeyse kolumu kıracaktı... Мою руку почти сломала шлюха.
Paula Ana gibi giydirmeye para vermek ve neredeyse hiçbir şeyin olmaması mı eskimek oluyor? Получать деньги за то, что одеваешься, как Матушка Пола и почти ничего...
Bak ne diyeceğim, Nate. Neredeyse sana inanacağım. Знаешь, Нейт, я тебе почти верю.
Beni neredeyse sen büyüttün. Ты практически вырастила меня.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.