Sentence examples of "olduğunu sanıyordum" in Turkish

<>
Ben senin en iyi arkadaşının Chandler olduğunu sanıyordum. Я думала, что Чендлер твой лучший друг.
Rhode Island'ın küçük bir eyalet olduğunu sanıyordum. Я думала, Род-Айленд вроде крошечный штат.
Onun Sam Power'ın soruşturması olduğunu sanıyordum. Artık değil. Я думал, что это дело Сэма Пауэра.
En sevdiğin yemek olduğunu sanıyordum. Я думал это твоё любимое.
Kral Arthur'un favorin olduğunu sanıyordum. Artık değil. Ты же всегда любил про короля Артура.
Bunun, en sevdiğin şarkı olduğunu sanıyordum. Я думал, это твоя любимая песня.
Bu güne kadar bir öğrencisi olduğunu sanıyordum. Я думал, что это его студент.
Benim buranın bekçisi olduğumdan haberin olduğunu sanıyordum. Ты же знаешь что я простой привратник.
Birini severken başka biriyle ilişki yaşanmayacağının da açık olduğunu sanıyordum. Yanıldım, değil mi? Я думал, что когда кого-то любишь, само собой, ему не изменяешь.
Kader'in zaten gittiği yerlere ait bir haritası olduğunu sanıyordum. Я думал, что у Судьбы есть такая карта.
Bunun bir yaratık olayı olduğunu sanıyordum. Я думал, тут монстры шалят.
Her şeyin kucaklaşma ve, tüy dökücü kremi paylaşmakla ilgili olduğunu sanıyordum. Я думал это одни только объятия и совместное использование крема для депиляции.
İkili bir hayat sürüyor dediğinde kastettiğin bu olduğunu sanıyordum. Я думала, ты это подразумевал под двойной жизнью.
Sweets burada ne yapıyorsun? İzinde olduğunu sanıyordum. Эй, Свитс, что ты здесь делаешь?
Bir ayağının çukurda olduğunu sanıyordum, zaten bugünlerde moda. Я думал вы стали покойником, теперь это модно.
Beyin cerrahı olduğunu sanıyordum. Neyden bahsediyorsun? Я думал, ты был нейрохирургом.
Çok tuhaf, şakayıkların en sevdiğin çiçek olduğunu sanıyordum. Забавно, я думала, пионы - твои любимые.
Ben, evliliğimiz için kötü bir fikir olan şeyin eski sevgilinle yatmak olduğunu sanıyordum. Думаю, плохой идеей для нашего брака было твоё решение переспать со своим бывшим.
Bir gazete sahibi olmanın anlamının bu olduğunu sanıyordum. Я думал, этим и занимается владелец газеты.
Bu toplantının ekinlerle, yani yiyecek ve su kaynaklarımızı kalıcı hâle getirmekle ilgili olduğunu sanıyordum. Я думал, собрание касается урожая, а также охраны постоянного источника еды и воды.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.