Sentence examples of "sırılsıklam oldu" in Turkish

<>
Kilerin yeri sırılsıklam oldu ve her yer siyah küf olacak Frank! Пол в кладовой уже промок, там все заплесневеет, Фрэнк!
En sevdiğim ayakkabılarım sırılsıklam oldu. Мои любимые туфли промокли насквозь.
Yıllar boyunca bölgenin her yanında bu gibi ekonomik koşullar, endişe verici bir ticaretin yükselişine neden oldu: Afrika Boynuzu'ndan Arap Yarımadası'na insan kaçakçılığı. Экономические условия, подобные этим, во всём регионе стали хорошей почвой для незаконной перевозки людей с Африканского рога на Аравийский полуостров.
Biraz daha bekleyip ne anlattığımı duysaydı.... şu an sırılsıklam değil tam anlamıyla motive olurdu. Если бы он меня дослушал, был бы сейчас вдохновлённый, а не мокрый насквозь.
Çok güzel oldu ve oyunlar oynarken neşe dolu oluyoruz, eskisi gibi değil. Теперь он стал очень красивым, и когда мы там играем, то чувствуем себя как никогда замечательно.
Bu kutu sırılsıklam olmuş. О боже. Коробка промокла.
Bu, bir yıl içinde VIP güvenliğinin şehrin trafiğini kısıtlamasının beşincisi oldu. Уже пятый раз в этом году силы безопасности ограничивают движение автомобилей в городе.
Bana sırılsıklam aşık olacaksın. Ты безумно меня полюбишь.
Soykırımın anımsanması ve Osmanlı İmparatorluğu'nun resmi vârisi Türkiye Cumhuriyeti'nden tanıma talebi, son yüzyılda neredeyse her Ermeni'nin hayatının ve özdeşliğinin bir parçası oldu. Сохранить память о геноциде с требованием его признания Турецкой республикой, юридической наследницей Османской империи, стало в прошлом веке, по сути дела, не только частью жизни, но и частью национальной принадлежности каждого армянина.
Gömleğin sırılsıklam olmuş, Bill. Билл, ты насквозь мокрый.
Bunun üzerine Ekim'de yerel bir mahkeme, kaçırana altı yıl hapis cezasi verdi ve bu, Kırgızistan'ın bağımsızlığını ilan etmesinden bu yana kız - kaçırma'ya karşı açılan ilk suç davası oldu. октября местный суд приговорил похитителя к шести годам заключения, что стало первым уголовным делом, выдвинутым против похитителя невесты в Кыргызстане после обретения независимости.
Hep yağmur yağar, her yerin sırılsıklam olur. Все время дождь идет, ходишь весь мокрый.
Sıcaklık, yaz boyunca Hindistan'da alışagelmiş bir şey, fakat ülkenin son sıcak hava dalgası 00 kişiden fazlasının ölümüne neden oldu ve dünya üzerinde ölümcül afetler sıralamasında beşinci sıraya yükseldi. Жара - обычное дело в Индии летом, но последний период аномальной жары уже унес жизни более человек, и стал одним из пяти самых смертоносных в мире.
Ben sırılsıklam aşık oldu. Бен без памяти влюбился.
Büyük Vatanseverlik Savaşı sırasında Toktogon Altybasarova kuşatma altındaki şehir Leningrad'dan çocuğa anne oldu. Токтогон Алтыбасарова во время Великой Отечественной войны стала матерью детям из блокадного города Ленинграда.
Her yer karanlıktı ve sırılsıklam olmuş hâldeydi. Her yeri kandı. Было темно, и он был весь перепачкан в крови.
Randy, o suyu içtiğim zaman. Bir şeyler oldu. Рэнди, я выпил той воды, что-то случилось.
Birbirlerine sırılsıklam âşık gibi görünüyorlardı. Они выглядели по уши влюбленными.
O da benim menajerim oldu. И она стала моим менеджером.
İçeri gel. Sırılsıklam olmuşsun. Да ты вся промокла.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.