Sentence examples of "sıradışı bir" in Turkish

<>
Çökmüş ekonomi ile yüzleşmek zorunda kalan üç işsiz mimar ise şehri terk etmeyi reddediyor ve sıradışı bir yürüyüş turu acentası açmaya karar veriyorlar - Porto, genel durum, iyisi ve kötüsü: Mimari, Tarih, Politika, Şehircilik, Yavaş Gıda ve Söylentiler Sizlere caddeleri, terk edilmiş binaları, meydanları, karanlık arka sokakları, eski pazarları, baharatlı petiscos'ların ucuz "tascas" larını ve hepsinin arkasındaki hikayeleri göstereceğiz ve çok taraflı bakış açılarından mükemmel sohbetler edeceğiz. Три безработных архитектора перед лицом внезапного экономического разрушения отказались покинуть город и решили открыть невероятное агентство прогулочных туров, чтобы показать Порто с обеих сторон, хорошей и плохой: архитектура, история, политика, городская жизнь, кафе и рестораны, легенды... Мы покажем вам аллеи, брошенные здания, площади, небольшие улочки, старые рынки, недорогие забегаловки с острыми португальскими закусками, расскажем истории, связанные с этими местами.
Kendisi sıradışı bir memur efendim. Он замечательный офицер, Сэр.
Yani bu sıradışı bir şey. В смысле, это необычно.
Bir erkeğe saldırmak sıradışı bir şey. Нельзя такое так вываливать на парня.
Sıradışı bir organ yapısı var. Он имеет необычную структуру органов.
Karanlık ve sıradışı bir vaziyete düşmüş bir şampiyon. Чемпион, оказавшийся в сложном и непредсказуемом положении.
Sıradışı bir karışım bir olduğunu söyledi doktor. Доктор сказал, что это необычное сочетание.
İngiltere'de kimse sıradışı bir yaratık görmüşmüydü? Veya yıldır yalnız olan birsini (ben). Пожалуй, никто никогда не встречал в Англии существа, подобного мне на году одиночества.
Sıradışı bir şey, bir çeşit alıcı. Кое-что необычное, какой - то приемник.
Gizli geçit arayın, sıradışı bir şey. Ищите тайный проход, что то необычное.
Janet Fraiser sıradışı bir insandı. Джанет Фрейзер была экстраординарным человеком.
Biliyorsun, babanın bu yaptığı oldukça sıradışı bir şey. Ты знаешь, какой необычный поступок совершил твой отец?
Hayli sıradışı bir şey keşfettim. Я обнаружил кое-что совершенно экстраординарное.
Zalimce ve sıradışı bir ceza. Это жестокое и непривычное наказание.
Gün boyunca sayıları artan dağ kar tavuğu sürüleri, misk sığırları için sıradışı bir otlama arkadaşıdır. Скопления куропаток - необычные компаньоны для кормящихся рядом овцебыков и это окружение растет в течение дня.
Bunun için sıradışı bir zaman olduğunu söylemeliyim. Должен сказать, момент ты выбрал неподходящий.
Etiyopyalı Bir Adamın Issız Ölümü Одинокий конец одного из самых публичных людей Эфиопии
Genelde her ikisi de o kadar sıradışı değil. Это маргинальный темнокожий район разве не обычное дело.
Internet'i herkesin özgürce bağlanabildiği, iletişim kurabildiği, yazabildiği, okuyabildiği, izleyebildiği, konuşabildiği, öğrenebildiği, yaratabildiği ve yenilikler icat edebildiği açık bir ağ olarak muhafaza edin. Поддержка Интернета как открытой сети, в которой всякий обладает свободой объединяться, общаться, писать, читать, смотреть, говорить, слушать, изучать, создавать и производить что - то новое.
Olan her şeyi anlat bana sıradışı her şeyi. Расскажи, что случилось, Было что-то необычное?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.