Beispiele für die Verwendung von "saldırıya" im Türkischen

<>
Direktör Coulson, bilinmeyen yetenekli saldırganlar tarafından saldırıya uğradık. Директор Коулсон, на нас напали неизвестное количество одаренных.
Gotham saldırıya hazırlanırken şehrin üstüne tüyler ürpertici bir sessizlik çöktü. Пугающая тишина опустилась на Готэм, город готовится к атаке.
Onu buraya getirdiklerinde kurt ya da benzer bir şey tarafından saldırıya uğradığını düşünmüştük. Когда её привезли, мы подумали, что на неё напал какой-то волк.
10 Nisan "da Banias" a bir akın yönetti fakat Selahaddin "in kuzeni Faruk Şah tarafından bir saldırıya uğradı. 10 апреля в Баниаском лесу на отряд короля совершил нападение племянник Саладина.
Ocak'de evinde saldırıya uğradı, temizlikçisi saldırı sırasında öldürüldü. октября года на него совершили нападение в его собственном доме, в результате погибла его домработница.
Basın bu hikayeye bayılıyor yaşlı devlet adamı, partinin lideri, evinde saldırıya uğruyor. Прессе нравится эта история. престарелый политик, глава партии, атакован у себя дома.
O zaman iki insan ve bir köpek tarafından mı saldırıya uğamış? То есть на него напали два человека и ни одной собаки.
Siraküza, 869 yılında tekrar saldırıya uğradı ve 870 yılında Malta, Aglebiler tarafından ele geçirildi. В 869 году Сиракузы подверглись очередной атаке Аглабидов, а Мальта была взята ими в 870 году.
Huck, Liv'in yaralandığı gece mi saldırıya uğradı? На Хака напали этой же ночью. Лив ранена.
tüm bu Warbler krizini çözmenin bir yolunu bulmamız lazım. Şimdi bir de Sue da saldırıya geçti. Нужно решить вопрос с этим Соловьиным кризисом, особенно потому, что Сью готова к атаке.
Kralımız, birlikleri topraklarımızı koruyan kaleyi ele geçiren bir İngiliz ve komşu Callyn tarafından saldırıya uğradı. На короля напал сосед, бритт. Каллин. Его войско захватило крепость, что сторожит нашу землю.
556'da, müttefikler Archaeopolis'i yeniden aldılar ve Pers general Nachoragan'ı sonuçsuz Fasis'e yapılan saldırıya yönlendirdiler. В 556 году союзники захватили обратно Археополь и отразили нападение Нахогарана на Фасис.
Yani Olivia Prescott'un saldırıya uğradığı yer burası. Значит, здесь на Оливию Прескотт напали.
Tam bir yıl önce bugün, Danny tam burada, bu öldürme makinelerinden biri tarafından zalimce saldırıya uğradı. Ровно год назад здесь Дэнни подвергся атаке и потерял свою ногу в зубном частоколе одной из этих убийц.
Saldırıya uğruyorum sen ise bana uyku hapı mı vermek istiyorsun? На меня напали, а ты хочешь дать мне снотворное?
Piper da ilk kurbanda şu ağaçların bittiği yerde saldırıya uğradılar. На Пайпер и первую жертву напали там, за деревьями.
Mahalle saldırıya uğramaya başladığı zaman Yahudilerin çoğu oradan kaçıp, Müslüman dostlarının evlerine, İngiliz konsolosluğuna, teraslara ve hatta camilere sığındılar. Когда на поселение напали, большинство евреев бежали, некоторые находили укрытие в домах своих друзей-мусульман, другие в консульстве Великобритании, на террасах и даже в мечетях.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.