Sentence examples of "sovyetler birliği'nde" in Turkish
Kendisi hem dahi bir fizikçi Sovyetler Birliği'nde mahsur kalmış göç etmesine izin verilmeyen Yahudilerin sözcüsü.
Он великолепный физик и красноречивый защитник тех еврейских отказников, которые удерживаются в Советском Союзе.
27 ocak 1967'de ABD, Birleşik Krallı ve Sovyetler Birliği'nde imzaya açılan antlaşma 10 Ekim 1967'de yürürlüğe girmiştir.
Договор подписали Соединённые Штаты Америки, Великобритания и Советский Союз 27 января 1967 года, вступил в силу 10 октября 1967 года.
Sovyetler Birliği'nde 1934'te Güney Kafkasya ülkeleri temsilcileri arasında paraşütle atlama müsabakasını kazandı.
В 1934 году она стала победительницей соревнования по прыжкам с парашютом среди представителей закавказских республик.
Beregovoy, 15 Nisan 1921 tarihinde Fedorivka, Poltava Oblastı, Sovyetler Birliği'nde (günümüzde Ukrayna) doğmuştur.
Родился 15 апреля 1921 в селе Фёдоровка Украинской ССР (ныне Карловского района Полтавской области Украины).
Sovyet basının liderlerinden biri Sovyetler Birliği'nde ancak 10 yıl kadar sonra uygulanacak ve adına "glasnost" denecek olan bu kavram karşısında şaşakalmıştır.
Один из руководителей советской прессы был шокирован его концепцией, которую в СССР применят только через 10 лет и назовут "гласностью".
Ama 1956'da Sovyetler Birliği'nde Stalin'in putlaştırılmasının eleştirilmeye başlanması ile bağlantılı değişiklikler olması partide kalmasına neden olmuştur.
Но произошедшие в 1956 году изменения в СССР, связанные с критикой культа личности Сталина, побудили его остаться в ВПТ.
Sovyetler Birliği çöktükten sonra petrolden milyarlar kazandı.
Нажил миллионы на нефти после распада СССР.
Doğuya dersen? Sovyetler Birliği Büyük Okyanus'a kadar uzanıyor.
И на востоке русские - до самого Тихого океана.
İki kültür arasındaki barışı korumak adına, bu tabloyu Sovyetler Birliği halkına bağışlıyorum.
В интересах мира между культурами, я жертвую эту картину людям Советского Союза.
Casus olduğu, hiçbir zaman Sovyetler Birliği tarafından kabul edilmedi.
Советский Союз публично так и не признал его своим шпионом.
İngiliz Hükümeti, Sovyetler Birliği ile diplomatik ilişkileri kesince de görevimiz başarıya ulaşacak.
Как только британское правительство разорвёт дипотношения с Советским Союзом, наша миссия завершится.
Madem Bielawski böylesine büyük bir tehdit oluşturuyor neden Sovyetler Birliği direk adamı öldürmüyor?
Так если Белавский такая серьёзная угроза почему Советский Союз просто не убьет его?
İkincisi, zekamız bize anlatıyor ki, Sovyetler çok büyük bir güçle üzerimize geliyorlar.
Во-вторых, из донесений нашей разведки, следует, что Советы готовят большое наступление.
Bu kasabanın insanlarının klise sonrası hamur işleri için Sovyetler gibi sıraya girmek zorunda kaldığı ikinci pazar günü bu.
Уже второе воскресенье жители этого города стоят в очередях, как в СССР, за бесплатными церковными угощениями.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.
Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.
Advert