Sentence examples of "veriyor" in Turkish with translation "дает"

<>
Bu durum bize tüm bunların arkasındaki kişinin izini sürmek için zaman veriyor. Это дает нам время, выследить того, кто за этим стоит.
Sana da yatakta çok iyi olduğu için para veriyor Benja. А тебе он дает деньги только за твою милую мордашку?
Bu onlara dış dünya ile bağlantı kurabilmek için destek veriyor. Это даёт им позитивный настрой и связь с внешним миром.
Bazen yeni şeyler onlara güven veriyor. Иногда новая вещь дает им уверенность.
Eli bize bir şans veriyor ve ben kabul ediyorum. Элай дает нам шанс, и я им воспользуюсь...
Sana bir çeşit kontrol hissi veriyor değil mi? Дает тебе некий контроль, не так ли?
Mesela Bay Shue bana herkesten daha çok solo veriyor ve... Мистер Шу почему-то даёт мне больше соло, чем остальным.
Tanrı her gün o havayı sana veriyor. Будто Бог дает тебе его каждый день.
Avukat ifade veriyor, Sayın Yargıç. Адвокат дает показания, ваша честь.
Onun büyülü çekici ona bu güçleri veriyor. Его волшебный молот даёт ему такую силу.
Ben anneme bilgi veriyorum-- O da ban şeker veriyor. Я даю маме информацию, она дает мне конфеты.
Bu durum bana, ofisteki herkesin üstünde bir yetki veriyor. Это даёт мне полное право контролировать каждого в этом офисе.
Güneş, gece yem aramaları için onlara yeterli enerjiyi veriyor. Солнце дает им достаточно энергии для их ночного поиска еды.
Ama bu bana ne kadar ileri gitmek istediğimi düşünmem için zaman veriyor. Но это даёт время на раздумье, насколько далеко я готов зайти.
İkinci yasa değişikliği bize silah taşıma hakkı veriyor. Вторая Поправка даёт нам право на ношение оружия.
Dış İşleri Bakanı, olanları İsrail'e söylemeden önce bize saat veriyor. Государственный секретарь дает нам часов прежде чем проинформировать Израиль о случившемся.
Fernando, Almanya Büyükelçisi'nin kaçırılması bana umut veriyor. Фернандо, похищение немецкого Посла дает мне надежду.
Cyrus Beene'in kocası büyük jürinin önünde ifade veriyor. Муж Сайруса Бина дает показания перед судом присяжных.
Onun bildiği kadarıyla, sen bir Tanrısın ve bu da sana güç veriyor. С его точки зрения ты - Бог, и это дает тебе власть.
Bay Gardner ifade veriyor gibi görünüyor, Sayın Yargıç. Похоже, мистер Гарднер дает показания, ваша честь.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.