Sentence examples of "vermek" in Turkish with translation "дать"

<>
Evet, son kez konser vermek için buradayız. Да. Да, мы приехали дать последний концерт.
Brooklyn'e kadar bütün bir yolu bana para koleksiyonumu vermek için mi geldin? Ты проделал такой путь в Бруклин, чтоб дать мне коллекцию монеток?
Ernie, sana bir şey vermek istiyorum. Эрни, я хочу дать тебе кое-что.
Jones kaybolduğu zaman senin aleyhine olan kanıtları polise vermek üzereydi. Джонс собирался дать против вас показания, а затем пропал.
İsteyeceğim son şey hayatımı mahvetmen için sana bir sebep vermek. Меньше всего я хочу дать вам причину разрушить мне жизнь.
Dalton atlara her zaman ki ilaçlarını vermek için ahıra gidiyordu. Далтон ходил в конюшню, чтобы дать животным их лекарства.
Sana küçük bir nasihat vermek istiyorum. Я хочу дать тебе небольшой совет.
O zaman resmi bir ifade vermek için merkeze gelmeyi sorun etmezsiniz. Тогда вы будете не против поехать в город и дать показания.
Biz onları sadece bize erişim vermek için sipariş değil mi? А мы не можем просто приказать им дать нам доступ?
Valerie, sana tavsiyeler vermek istiyorum. Валери, хочу дать Вам совет.
Muhtemelen en iyisi, çiftin ölmesine izin vermek. Возможно, лучше просто дать этой паре умереть.
Açıkçası biraz şüpheli yaklaştı ama Jimmy'e bir şans vermek istedi. Если честно, он сомневался. Но решил дать Джимми шанс.
Ya da belki de Oliver'a ağabey olma şansı vermek istiyorumdur. А может я хотела дать Оливеру шанс стать старшим братом.
Saldırıya uğruyorum sen ise bana uyku hapı mı vermek istiyorsun? На меня напали, а ты хочешь дать мне снотворное?
Sana daha çekici bir bilgi vermek isterdim, ama tersanenin kapanışı her zamanki gibi politikti. Я бы хотел тебе дать что-то более захватывающее, но закрытие верфи было обычной политикой.
Bir anlığında düşündüm de, Johnny Fontane filminden bir rol vermek zorunda kalıyordum. На момент я подумал, что должен дать Джонни Фонтану роль в кино.
Tam da eşim Betty'e birilerine imza vermek için ne kadar hevesli olduğumu anlatıyordum. Я как раз говорил своей жене Бетти, что чувствую необходимость дать автограф.
Bayan Moss ifade vermek istese de Senatör McCarthy, onun çok hasta olduğunu ileri sürdü. Мисс Мосс пожелала дать показания, однако сенатор Маккарти предположил, что она слишком больна.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.