Sentence examples of "yağmur ormanı" in Turkish

<>
Batıda, Hindistan kadar dev bir yağmur ormanı. На западе раскинулись необъятные джунгли размером с Индию.
Akdeniz Casinosu yağmur ormanı bahçesi var. В казино Средиземноморье есть тропический сад.
"Ormanı dikkatlice ara. "Ищи лес внимательно.
İlk yağmur ve şiddetli rüzgar kendini gösterdiğinde insanlar hala ahşap panellerine çekiçle vuruyor, market alışverişlerini yapıyor, Facebook'ta canlı yayın başlatıyor ve hayatlarını tehdit eden gelgite tanık olmak için kendilerini tehlikeye atıyorlardı. Первые ливни и порывы ветра уже достигли островов, и люди продолжали заколачивать свои окна деревянными досками, совершать последние пробежки в супермаркет, вести трансляции в Facebook и рисковать жизнью, чтобы стать свидетелями смертоносного величия огромных волн и прилива.
Bu ormanı filler yarattı. Слоны создали эти джунгли.
Küçük ailelere ait dükkânlar ve lokantalar ucuz ve elverişli ürünler sunar ve brandalar esnafı yağmur, kar ve güneşten korurdu. Маленькие семейные магазинчики и закусочные предлагали дешевое и удобное питание, а тент над головой защищал покупателей от дождя, снега и жаркого солнца.
Marcus, ara şu ormanı. Маркус, обыщи чертов лес.
Dün gece yağmur yağdı, değil mi? Прошлой ночью же шел дождь, да?
O kadar yolu ormanı korumak için geldiniz. Вы приехали издалека, чтобы защищать джунгли.
Dışarıda çok yağmur yağıyordu Ama inatçı bir güneş ışığı ilk günümzün sabahında yatak odamıza vuruyordu. На улице шел дождь, но маленький упрямый лучик солнца светил прямо на нашу кровать.
Bu parçanın adı "Kent Ormanı" değil mi? Это - проект "городские джунгли", так?
Yağmur yağıyor. Yağmur yağıyor. Дождь, дождь идет.
Bu da onun ormanı. А это его джунгли.
Kara yağmur değil bu. Дело не в дожде.
Bir kıvılcım bütün ormanı yakıp kül etmeye yeter. Одной искры достаточно, чтобы сгорел весь лес.
Yağmur yağarken çoğu şey samimi gelir. Во время дождя много чего уютного.
Sonsuza kadar ormanı korumaya mahkum edildi. Он был обречён вечно защищать джунгли.
Her yağmur yağdığında elektriği kesmemiz gerekiyordu. Во время дождя приходилось вырубать ток.
Ormanı yürüyerek geçsek daha iyi olur, saklanacak alan mevcut. Лучше идти пешком, через лес, где есть укрытие.
Ben "Yağmur Adam" mı derdim? Я сказал: "Человек дождя"?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.