Sentence examples of "yağmur ormanında" in Turkish

<>
Rekabetle yoğrulmuş yağmur ormanında başarının sırrı, uzmanlaşmaktır. В густонаселённых джунглях секрет успеха - узкая специализация.
İlk yağmur ve şiddetli rüzgar kendini gösterdiğinde insanlar hala ahşap panellerine çekiçle vuruyor, market alışverişlerini yapıyor, Facebook'ta canlı yayın başlatıyor ve hayatlarını tehdit eden gelgite tanık olmak için kendilerini tehlikeye atıyorlardı. Первые ливни и порывы ветра уже достигли островов, и люди продолжали заколачивать свои окна деревянными досками, совершать последние пробежки в супермаркет, вести трансляции в Facebook и рисковать жизнью, чтобы стать свидетелями смертоносного величия огромных волн и прилива.
Chatham ormanında bir açık alan var. Ona evlenme teklif ettiğim yer. Есть одно место в лесу, где я сделал ей предложение.
Küçük ailelere ait dükkânlar ve lokantalar ucuz ve elverişli ürünler sunar ve brandalar esnafı yağmur, kar ve güneşten korurdu. Маленькие семейные магазинчики и закусочные предлагали дешевое и удобное питание, а тент над головой защищал покупателей от дождя, снега и жаркого солнца.
Burası senin dünyan değil. Ormanında kal ve ağaçlarını yeşil tut ve arkadaşlarını koru. Оставайся в своём лесу, храни зелень своих деревьев, защищай своих друзей.
Dün gece yağmur yağdı, değil mi? Прошлой ночью же шел дождь, да?
Koduğumun ormanında mı kalıyoruz? Останемся в лесу нахуй?
Dışarıda çok yağmur yağıyordu Ama inatçı bir güneş ışığı ilk günümzün sabahında yatak odamıza vuruyordu. На улице шел дождь, но маленький упрямый лучик солнца светил прямо на нашу кровать.
Selva Negra bulut ormanında bir gerilla üssü kuruyoruz. Мы создаем базу Контрас в тропическом лесу Сельва-Негра.
Yağmur yağıyor. Yağmur yağıyor. Дождь, дождь идет.
Kara yağmur değil bu. Дело не в дожде.
Yağmur yağarken çoğu şey samimi gelir. Во время дождя много чего уютного.
Her yağmur yağdığında elektriği kesmemiz gerekiyordu. Во время дождя приходилось вырубать ток.
Ben "Yağmur Adam" mı derdim? Я сказал: "Человек дождя"?
Önce yağmur yağdırsın da. Пусть сначала дождь сделает.
Yağmur o zaman durdu. Тогда перестал идти дождь.
Evet, dışarıda yağmur yağıyor. Да, снаружи идет дождь.
İçinde yağmur ölçer var. Имеет встроенный датчик дождя.
Siyah yağmur yaraları mı? Шрамы от черного дождя?
Yine de mutlaka yağmur yağar. Но скоро должен пойти дождь.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.