Sentence examples of "yağmur" in Turkish with translation "дождь"

<>
Dün gece yağmur yağdı, değil mi? Прошлой ночью же шел дождь, да?
O, dışarı çıkar çıkmaz, yağmur yağmaya başladı. Как только он вышел, пошёл дождь.
Cape Gloucester'daki yağmur her bir kelimeyi sildi. Дождь на мысе Глостер уничтожил каждое слово.
Yüce Tanrı, nasıl yağmur yağdıracağını bilmez mi sanıyorsun? Вы думаете, Бог не знает как послать дождь?
O sabah yağmur yağmıştı ve bir çöp öbeği bulduk. В то утро шел дождь И следов было много.
Evet, muhtemelen akşama yağmur yağacak. Да, наверное дождь пойдет вечером.
Yağmur kesildi ve güneş bulutların arkasından yüzünü gösteriyor. Дождь прекратился, и солнце выглянуло из-за туч.
Yağmur durmuş olabilir ama hâlâ kasvetli bir gün. Дождь кончился, но день всё равно мрачный.
Aniden yağmur yağmaya başlamış. Yıldırımlar, şimşekler ardı ardına. Внезапно начался дождь и гроза с молниями и громом.
Gri gökyüzü, dondurucu yağmur, boş fabrikalar. Серое небо, промозглый дождь, пустые заводы.
Fazla mesai peşinde değilim, efendim, palet kırılmış, paletleri kaldırıyorum, bu gece yağmur yağacak. Это не сверхурочные, сэр, тут сломан поддон. Я убираю мешки с улицы, дождь обещали.
O balık saldırısından oluşup da mucizevi şekilde iyileşen yaralar bunu yağmur yaptı, değil mi? Твои раны от нападения рыбы, которые так волшебно исцелились. Дождь сделал это, верно?
Anne, o sadece bir yabancı. Aç ve dışarıda yağmur yağıyor. Мама, она только проезжая, она голодна и идет дождь.
Çok yağmur yağdı ve dolayısıyla beyzbol maçı iptal edildi. Шёл сильный дождь, и поэтому бейсбольный матч был отменён.
Erozyon, don ve yağmur, kar ve buz güçleri volkanik kayaları parçalara ayırdı. Силы эрозии, мороз и дождь, снег и лед, разрушали вулканические породы.
Bu nadir dizilenme oldukça olağandışı bir şeyi açığa çıkarıyor - yağmur sadece kayboluyor. Эти редкие кадры показывают нечто весьма необычное - дождь, который просто исчезает.
Dışarıda çok yağmur yağıyordu Ama inatçı bir güneş ışığı ilk günümzün sabahında yatak odamıza vuruyordu. На улице шел дождь, но маленький упрямый лучик солнца светил прямо на нашу кровать.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.