Sentence examples of "о твоём существовании" in Russian

<>
выкурю хорошую кубинскую сигару и постараюсь забыть о твоём существовании! Odama gidip Küba puromu içeceğim ve senin varlığını unutmaya çalışacağım.
А другие даже не знают о ее существовании. Bazıları ise, bir merdiveni olduğunu bilmez bile.
Я не представляю, как они оказались в твоём лофте. Onun senin çatı katında ne aradığına dair hiçbir fikrim yok.
Какая Дэвиду Роберту Джонсу польза от разрушенного городка, о существовании которого никто и не знает? Kimsenin varlığından bile haberdar olmadığı bir kasabayı yok ederek David Robert Jones'un eline ne geçebilir ki?
В твоём возрасте мне очень нравился парень. Senin yaşındayken, aşık olduğım biri vardı.
Никто не должен знать об их существовании, кроме самого президента и генштаба. Başkan ve üst rütbeli yöneticiler hariç, hiç kimse bu oluşumun varlığını bilmeyecek.
На твоём месте я бы сохранила остатки достоинства и порвала с ним. Yerinde olsam kalan haysiyetimi korur ve hemen bu işe bir son verirdim.
Утром позвоню подрядчику и мы забудем о существовании старика. Sabah bir inşaatçıyı ararım ve ihtiyarın varlığını bile unuturuz.
Наш общий друг Вон Дю Кларк заинтересован в твоём деле. Ortak arkadaşımız Vaughn Du Clark'ın senin durumundan bir çıkarı var.
Вы сомневались в нашем существовании. Her biriniz varlığımızdan şüphe ettiniz.
Я проинформировал окружной совет о твоём увольнении. Belediye Meclisi'ne görevden alındığın bilgisini verdim bile.
А марокканское правосудие забудет о Вашем существовании. Biz de bu olayın varlığını tamamen unutacağız.
Но в твоём случае сделаю исключение. Ama senin durumunda bir istisna yapacağım.
Имеются сведения о существовании еврейской общины на Родосе со времён эллинизма. Rodos'ta Yahudilerin varlığına dair kayıtlar Helenistik döneme kadar uzanır.
Я лишь думаю о твоём будущем. Senin geleceğini düşündüğüm için böyle konuşuyorum.
Местные жители и путешественники знали о существовании храма уже давно. Bölge sakinleri tapınağın varlığını çok öncelerden beri biliyordu.
Это нормально, это со всеми случается в твоём возрасте. Bu çok normal bir şey. Senin yaşındaki bütün kızlara olur.
Учитывая мои преимущества, на твоём месте я бы сильнее старалась добиться моего расположения. Tüm kozların bende olduğunu biliyorsun. Yerinde olsam gözüme girmek için daha çok çaba gösterirdim.
Думаешь Шак играл в баскетбол, когда был в твоём возрасте? Sen Shaq'ın senin yaşlarındayken basket atabildiğini mi sanıyorsun? - Evet.
В одном твоём мизинце больше доброты, чем у иных людей во всём теле. Senin küçük parmağında bile bir çok insanın sahip olduğundan çok daha fazla şefkat var.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.