Sentence examples of "çocuk bakıcısı" in Turkish

<>
Çocuk bakıcısı merdivenleri çıkarken ses de gitgide yükselir. И няня поднимается наверх. Непонятный звук всё громче.
Güvenlik görevlisi çocuk bakıcısı olduğunu söylüyor. Охранник говорит, она тут няня.
İsviçreli çocuk bakıcısı, fransız hizmetçi... Будет шведская гувернантка, французская горничная.
Çocuk bakıcısı mı bekliyor? Зачем, няню отпустить?
Ben bir Zaman Lordu'yum, çocuk bakıcısı değil. Я Повелитель времени, а не приходящая няня.
Larry'nin iş toplantısı var. Çabucak çocuk bakıcısı ayarlamanın hiç yolu yok. У Ларри собрание ложи, а няню я найти не успела.
Mekanik gırtlağı olan o çocuk bakıcısı dışında; hiçbir şeyden korkmazdın. Ты не боялась ничего, кроме той няни с механическим голосом.
Çocuk bakıcısı, yeni günlük kamplar, Ve sonbahar için okul bulmaya çalışıyorsun. Ты пытался найти няню, и новый лагерь, и школу к осени.
Brezilyalı çocuk bakıcısı, sen yaşındayken o işi gördü! Это сделала бразильская горничная, когда тебе было ещё.
Web sitelerinde, kuruluşun yaratıcı yollar kullanarak kültürel onarım projeleri, okur yazarlık ve sağlıklı çocuk gelişimi ile Gazze ve Batı Şeria'da görev yaptığı belirtiliyor. Согласно информации с официального сайта, эта некоммерческая организация работает в Газе и на Западном берегу реки Иордан, поддерживая проекты, посвященные культурному обновлению, ликвидации неграмотности, созданию здоровой среды для детей через творческое самовыражение.
Ben bebek bakıcısı değilim Bols. Я не нянька, куколка.
Çocuk ve gençlerin ihtiyaçlarına yenilikçi bir yaklaşım Dijital teknolojinin yeni ve yaratıcı şekilde kullanımı Devlet kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve teknoloji uzmanları ile birebir çalışma olarak belirlenmiştir. Инновационный подход к удовлетворению потребностей детей и молодёжи Новое и креативное применение цифровых технологий Совместная работа с государственными ведомствами или учреждениями, организациями гражданского общества или новаторами в области технологий.
Evet, Rachel yine bir bebek bakıcısı arıyor olabilir. Да, может это Рэйчел. Попросит посидеть с ребенком.
Seçilen projeler ICT'nin çocuk ve gençlerin ihityaçlarına yönelik olarak ödüllendirilecektir. Будут рассматриваться проекты, которые развивают новые услуги с инновационным применением ИКТ для удовлетворения потребностей детей и молодёжи в своём сообществе.
Tabii bakıcısı da harika biri. И его няня тоже неплоха.
Abdülaziz'in oğlundan'sı hayatta kalarak yetişkinliğe ulaşabilmiş ve kendileri de çocuk sahibi olabilmiş. У Абдул - Азиза было сыновей, из которых дожили до зрелого возраста и уже имеют своих детей.
Sadece bebek bakıcısı burada. А это просто няня.
Gazzeliler sadece üç gündür savaş içindelerdi ve'i çocuk olmak üzere kayıp vermişlerdi, ölümler gün içerisinde 00 Filistinli kadar olacaktı. Всего дня войны в Газе унесли жизни более человек, из которых были дети, а за день продолжительного кровопролития с палестинской стороны погибло порядка человек.
Mia benim kızım. Anna, kızımın üstünden geçen bakıcısı. Анна - просто няня, которая задавила мою дочь!
Hiçbir çocuk, ebeveyninin bu hâllerini görmemeli. Дети не должны видеть своих родителей такими.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.