Sentence examples of "bahane" in Turkish

<>
Ama bu başarısızlık için bahane olamaz. Но это не повод для провала.
Bu kulağa bahane gibi geliyor. Ama Nina ile olan şey... Это прозвучит как оправдание, но эта тема с Ниной...
Peki bu insanları hastanelik etmek için yeterli bir bahane mi? И ты считаешь это оправданием чтобы отправлять людей в больницу?
Bugün sadece geceyi otelde geçirmek için bir bahane. А сегодня лишь предлог провести ночь в отеле.
Savaş artık özensiz takdim için bir bahane değil. Мы уже не можем оправдывать войной плохое обслуживание.
Dans, yeni bir elbise alıp limuzinde parti yapmak için bir bahane. Танцы - это просто отмазка для нового платья и вечеринки в лимузине.
Gelmedi. Kaçınca da ona kendini suçlu hissetmek için başka bahane vermeme gerek yoktu. Однажды я сбежал, и у меня не было повода увеличивать его вину.
Yetkililer de bunu bahane gösterip bu kutsal alanı sağlığa zararlı ilan etti. И власти воспользовались этим как предлогом провозгласить это священное место угрозой безопасности.
Ya bunu karısını öldürmesine bahane olacak bir kanıt olsun diye istiyorsa. Что если для него эти доказательства всего лишь причина убить жену?
Oradan çikmak için herhangi bir bahane bul, ne bileyim, bir seyler uydur iste. Придумай любую причину, чтобы выйти, скажи, что тебе нужно идти давать показания.
Bu mükemmel. Bir tatil çıkarmak için güzel bir bahane bu. А это ведь идеально, хороший повод устроить себе отпуск.
Ve senin doğum gününü kutlamak bizim için bir bahane olacak. И твой день рождения - это единственное оправдание для этого.
Dürüst ol ve lütfen, lütfen uygulamayı bahane olarak kullanma. Честно, и пожалуйста, не пользуйся игрой как оправданием.
Ama kimseye çaktırmadan partiyi terk etmek için bir bahane uydurmam gerekecek. Но придется придумать предлог, чтобы уйти и не вызвать подозрений.
Bu sadece her ay birkaç gün için lanet karımdan uzaklaşmama bir bahane. Только как повод на пару дней ускользнуть от в печёнках сидящей жены.
Reddedilmiş ve yalnız hissediyorsun diye benimle takılmak istediğin için bir bahane olmasın bu? Это оправдание побыть вместе, потому что ты чувствуешь себя отверженным и одиноким?
Bu kokain içmek için bir bahane değil. Это не повод, чтобы курить крэк.
Size bahane üretiyormuşum gibi geliyor, farkındayım ve bunun için de çok özür dilerim ama... Я знаю, это звучит как оправдание, но мне на самом деле очень жаль.
Sanırım bu dışarı çıkıp yeni bir bikini almaya bahane. Думаю, это повод пойти и купить новое бикини.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.