Ejemplos del uso de "biriyle" en turco

<>
Evet, doğru, ben aptalım ya, biriyle görüştüğünü anlamadım sanki. Ага, точно. Я же не тупой. Она встречается с кем-то еще.
Ya da biriyle karşılaştı, istihbaratı satmaya veya sızdırmaya karar verdi. Или, может, она встретила кого-то и решила слить информацию.
Simon, James başka biriyle görüşüyor. - Evet. Саймон, по-моему, Джеймс встречается с кем-то ещё.
Aynı hafta hem biriyle buluşmaya, hem de mahkemeye çıkmaya çalışmak çok aptalcaydı. Было глупо пытаться пойти на свидание и выступать в суде на одной неделе.
Yıllarca biriyle şu birbirini tamamlayan kostümlerden giymek istiyordum, ve sonunda sen bana bu fırsatı verdin. Я хотела надеть с кем-нибудь парные костюмы годами, и ты наконец-то предоставил мне эту возможность.
Biriyle bu kadar uzun süre birlikte olabilmeyi hayal edebiliyor musun? Невозможно представить, что кто-то может быть вместе так долго.
Deb, hiç kendinden genç biriyle çıktın mı? Деб, ты когда-нибудь встречалась с молодым мужчиной?
Biriyle çıkmıştım ve benimle yatmak istemedi. Один парень отказался со мной спать.
E'si, "Storm Rising" i yazarken dünyanın en iyi kasa hırsızlarından biriyle çalışmıştım. Когда я писал "Восстание Шторма", я учился у одного из лучших взломщиков.
Gelin, sizi üniversitenin önde gelen bağışçılarından biriyle tanıştırayım. Пошли, представлю вас одному из главных меценатов университета.
Tamam, Bu Kıvılcımı olmayan kadınlardan biriyle, Buluştuğunu söylüyorsun. Ardından onu tanımak için zaman ayırıyorsun. Короче, вы встречаете одну из этих женщин, и не торопитесь, чтобы узнать ее.
Akşam yemeğinden önce hastaların biriyle ağız kavgası yapmış, David Hoyle. Перед ужином она повздорила с одним из пациентов, Дэвидом Хойлом.
Erik, Svein 'in. sınıftan biriyle Phillip hakkında konuştuğunu duydu. Эрик слышал, как Свен говорил с парнем из -го класса.
Sonsuza dek isteyecek biriyle beraber olmayı tercih edip etmeyeceğimden emin değilim. -Ronnie, ben... Я не хочу ничего подписывать с человеком который знает, что будет всегда этого желать.
Spock bile her yedi yılda bir, biriyle çıkardı. Даже Спок раз в семь лет ходил на свидание.
Nasıl olduğumu biliyorum ve yaptıklarımın fazla olduğunun farkındayım. Ama beni olduğum gibi seven biriyle tanıştığımı düşünmüştüm. Я думал, что наконец-то встретил человека, который полюбил меня таким, какой я есть.
Ben evliyim. Evet, sana şantaj yapan biriyle. Да, за человеком, который тебя шантажирует.
Ama o zamanlar biriyle çıkıyordu sanki. Но тогда она с кем-то встречалась.
Senin gibi biriyle tanışıyorum. Esmer ve güzel. Ищу кого-то вроде тебя, красивую брюнетку.
Her zaman dokunulmamış biriyle tanışmayı hayal etmişimdir. Я всегда мечтала познакомиться с кем-то нетронутым.
Los ejemplos del uso de palabras en diferentes contextos se proporcionan únicamente con fines lingüísticos, es decir, para estudiar el uso de palabras en un idioma y sus opciones de traducción a otro. Están recopilados automáticamente de fuentes abiertas utilizando tecnología de búsqueda basada en datos bilingües. Si encuentras un error ortográfico o de puntuación en el original o en la traducción, utiliza la opción "Informar de un problema" o escríbenos.

En esta sección, puedes ver cómo se usan las palabras y expresiones en diferentes contextos con los ejemplos de traducciones realizadas por profesionales. La sección Contextos te ayudara a aprender inglés, alemán, español y otros idiomas. Aquí puedes encontrar ejemplos con las frases verbales, expresiones idiomáticas y palabras ambiguas en textos de diferentes estilos y temas.

Los ejemplos se pueden ordenar por traducciones y temas, y también se puede realizar una búsqueda más precisa en los ejemplos encontrados.