Sentence examples of "dışarıda" in Turkish

<>
Tamam ama başıboş köpek dışarıda bekler. Ладно, но бродяга ждет снаружи.
Onu tüm gece boyu, dışarıda bırakmak istemiyorlar. Не хотят её на ночь на улице оставлять.
Bu sırada Flint dışarıda bir yerlerde bize karşı savaş açmaya hazırlanıyor. Тем временем Флинт на свободе и хочет вести против нас войну.
Dışarıda bir katil var ve onu bir an önce bulmalıyız. Где-то там гуляет убийца, и мы должны его поймать.
Polis arabasının ne işi var dışarıda? Что там снаружи делают полицейские машины?
Ay tutulmaları sırasında ayı yemeye çalışan ejderhaya karşı ayı savunmak gibi özel bir görevleri vardı. Ay tutulmaları sırasında geceleri sadece onların dışarıda kalmalarına izin veriliyordu. Их исключительной обязанностью была защита Луны от дракона, который пытался проглотить её во время лунных затмений, поэтому они были единственными, кому дозволялось выходить из дома в ночь лунного затмения.
Sen Fi'nin Cody ile dışarıda olduğunu söyledin, doğru mu? Ты сказала, что Фи вышла с Коди, так?
Ya onun sorularına cevap verirsin ya da şerif dışarıda ona göre. Или ты ответишь на его вопросы здесь или будешь отвечать шерифу.
Dışarıda senin için yapabileceğim bir şey var mı? Могу я что-нибудь сделать для тебя на свободе?
Evet, kızlar dışarıda, erkekler burada. Да, девочки снаружи, мальчики здесь.
Miriam, bu akşam erken saatlerde dışarıda kiminle buluştun? Мириам, с кем ты встречалась на улице сегодня?
Hayır, yapamazsın. Hala dışarıda ve sonraki hedefini arıyor. Он всё ещё на свободе и ищет новую цель.
Bebeğim, henüz bizim bile anlamadığımız bir güçle korkmuş ve yalnız bir halde dışarıda. Мой ребёнок где-то там, одинокий, напуганный. С силой за гранью нашего понимания.
Dışarıda öfkeli bir kalabalık var. Paralarını geri istiyorlar. Там снаружи злобная толпа, требует вернуть деньги!
Dışarıda bana sadık olan insanlar var. Снаружи есть люди, преданные мне.
Onu dışarıda, pencerenin altında ölü buldum. Нашёл её мертвую на улице под окном.
Bu da dışarıda yaşını bilmediğimiz elli sekiz potansiyel melez bulunuyor demek. Это значит, что на свободе находятся возможных гибридов неопределенного возраста.
O patlama öldürme kastıyla yapıldı ve hala dışarıda bir katil var. Этот взрыв мог убить, и убийца все еще где-то там.
Dışarıda büyük bir kalabalık hala gelinin gelmesini bekliyor. Толпы людей снаружи всё ещё ожидают появления невесты.
Dışarıda halkla ilişkiler bölümünde çalışan birisi çaresizce bu delikanlıyı arıyor. На улице стоит человек, который отчаянно ждет молодого человека.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.