Exemples d'utilisation de "doğruyla yanlışı ayırt" en turc

<>
Doğru ve yanlışı ayırt edebilirdi. Развито чувство добра и зла.
Hangisi Aç Adam Vadisi, ayırt edebiliyor musun? Можешь сказать, какая из них Долина Голодных?
Bir yanlışı düzeltmeye çalışıyordum. Я пытался исправить ошибку.
Ama sen değil işte. Gerçi traş olmayı unuttuğu günlerde ayırt etmek zor oluyor. Да, но он - не ты, хотя вас уже трудно отличить:
O yüzden şimdi size Avusturyalı olarak, insan olarak bu yanlışı düzeltmenizi rica ediyorum. И теперь я взываю к вам, к австрийцам к людям признать свою ошибку.
Canlıyı cansızı ayırt edecek kadar ölü gördüm. Я видела достаточно мертвых, могу отличить.
Doğrusu, yanlışı, ve arada kalanıyla, hayat böyle birşey. Тут справедливость, а тут нет, и где-то посередине жизнь.
Ayırt edemiyorsan, önemi var mı? Если не отличить, разве важно?
Kaito Nakamura, bana doğru ile yanlışı öğretti. Кайто Накамура, научил меня делать правильные вещи.
Sen gerçek iyiliği hayali iyilikten ayırt edebilir misin? Разве ты способен отличать настоящее добро от воображаемого?
Peki, yanlışı doğru göstermek için yalan söyler miydin? Итак, солгала бы ты, чтобы исправить несправедливость?
Yıldızların pozisyonlarını ve boyutlarını kayda geçiren ilk kişiydi ve herhangi bir değişiklik olduğunda ayırt edebiliyordu. Именно он создал первый каталог координат и звездных величин, чтобы определять ход этих перемен.
Hangisini soruyorsun? Adaleti mi, doğru ve yanlışı mı? Так вы о справедливости, или о плохом и хорошем?
Boş bir cips paketiyle çocuklarınız arasındaki farkı ayırt etme yeteneklerini kaybediyorlar. Они теряют способность отличить пустую пачку из-под чипсов от вашего ребенка.
Yani, eğer bu Allahın istediğiyse, ben Allahın bir yanlışı mıyım? Так, если это Божья воля, то я - Божья ошибка?
İnsan gözü renkler içinde neden en çok yeşilin tonlarını ayırt eder, gibi bir şeydi. Что-то вроде "Почему человеческий глаз распознает больше оттенков зеленого, чем других цветов?"
Bu da aynı derecede gerçektir, ama ayırt edebilmek için araçlar gereklidir. Он вполне реален, но чтобы его увидеть, нужна специальная аппаратура.
Hatta epey ayırt edici bir yanık. Довольно особый ожог, между прочем.
Ilk bakışta ayırt etmek zor, değil mi? С первого взгляда их трудно различить, да?
Ama kostümün içinde bir kızı ayırt edebilirim. Но я могу вычислить девушку в костюме.
Les exemples sont fournis uniquement à des fins linguistiques, c'est-à-dire pour étudier l'utilisation de mots dans une langue et leurs traductions dans une autre. Ils sont extraits automatiquement des sources ouvertes en utilisant des algorithmes de recherche de données bilingues. Si vous trouvez une erreur d'orthographe, de ponctuation ou autre soit dans l'original ou dans la traduction, utilisez l'option "Signaler un problème" ou écrivez-nous.

Dans cette section, vous pouvez voir comment les mots et les expressions sont utilisés dans différents contextes à l'aide d'exemples de traductions faites par des professionnels. La section Contextes vous aidera à apprendre l'anglais, l'allemand, l'espagnol et d'autres langues. Vous trouverez ici des exemples de verbes à particule et d'expressions idiomatiques dans des textes dont le style et le thème varient. Les exemples peuvent être triés par traductions et domaines thématiques.

Apprenez des langues étrangères, découvrez les traductions de millions de mots et d'expressions avec des exemples réels de leur utilisation grâce à notre technologie de recherche bilingue !