Sentence examples of "gül" in Turkish

<>
Senin de gül sepeti gibi koktuğun söylenemez. От тебя тоже не корзиной роз пахнет.
Dün gece seni düşündüğüm her an için bir gül var. Эти розы, как напоминание о каждом моменте прошлой ночи.
Lavanta ve gül yaprakları var. Su sesi var. Здесь лаванда, розовые лепестки и звуки воды.
Ve George yakasında kırmızı bir gül ile ölecek. И Джордж умрет с красной розой на воротнике.
Bir kız için gül koparmak istemiştim. Я хотел сорвать розу для девушки.
Şuna bakın.. yüzyıl başlarında gül dövmeleri idam mahkumlarına yapılırdı. На рубеже века татуировки с розами делали приговоренным к смерти.
Şimdi gül suyu ve yağlar. Теперь розовая вода и масла.
Dr. Hodgins yara bandında gül yağı izleri buldu. Доктор Ходжинс нашел следы розового масла на пластыре.
Onlarca gül ve videosunun bir kopyasını alıyorum. Я получаю дюжину роз и копию видео.
Ben bir kursiyerken, kamarama koymam için bana hep taze gül verirdi. Когда я была кадетом, он приносил свежие розы для моей комнаты.
Bir kaç saat önce gül fideleri için ona yardım ediyorduk. Мы помогали ей спасать розовые кусты всего несколько часов назад.
Neyse, giyinip süslendim merdivenlerden indim ve babamı orada otururken gördüm. Elinde sarı bir gül vardı. В общем, я нарядилась спускаюсь по лестнице и вижу своего отца с одной желтой розой.
Çiftlikte garip bir yeşil gül buldum ve inceledim. Я нашел странную зеленую розу и изучил её.
Ne buldun? Callen suç mahallinde bu gül yapraklarını bulmuş. Ну, Каллен нашел эти лепестки роз на месте преступления.
Bir gül yaprağı gibi, sert ve acımasız. Даже лепесток розы был жёстче и безжалостней его.
Bir tören eşliğinde tünelden çıktı, O ringe doğru yürürken, yancısı her yere gül yaprakları saçıyordu. Он выходил к рингу под звуки торжественного марша, а лакей бросал лепестки роз ему под ноги.
Her gün benim için Kraliçe odasına kırmızı ve beyaz gül bırakıyor. Каждый день он приносит в мои покои красную и белую розы.
Arpların çalınması veya kuşların cıvıldaması ya da gökten gül yapraklarının dökülmesi şart değil. Там не должны звучать арфы петь птицы и падать с неба лепестки роз...
Böyle söylenmişti Santa Theresa de Avila öldüğü zaman. gül kokusu gün boyunca manastırdı koktu durdu. Говорят, когда умерла Святая Тереза Авильская, запах роз стоял в монастыре несколько дней.
Geçen yıl Matt bana tam bir düzine kırmızı gül yollamıştı. В прошлом году Мэтт прислал мне буквально дюжину красных роз.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.