Sentence examples of "hayatın" in Turkish

<>
Bütün hayatın boyunca, seni korudum Billy. Я всю жизнь тебя защищала, Билли.
Bilmem. Kişisel hayatın hakkında hiçbir şey bilmiyorum sonuçta. Я ничего не знаю о вашей личной жизни.
Babam bana hayatın basit olduğunu ve şefkatin varlığını öğretti. Отец учил меня жить просто и надеяться на сострадание.
Dinle, bütün hayatın boyunca erkeklerin sana kötü davrandığını mı söylemiştin? Слушай ты сказал мне что всю твою жизнь тобой помыкали мужчины?
Zavallı hayatın, bir Custer kararının geri alınmasına değmez. Твоя жалкая жизнь, не стоит отмены решения Кастера.
Şu anda hayatın yarım milyon dolar değerinde. Прямо сейчас твоя жизнь стоит пол-миллиона баксов.
Kendinize şu soruyu sorun; Sonsuz hayatın gözünüzdeki değeri ne? Но спросите себя сколько вы готовы заплатить за вечную жизнь?
Hayatın güzelliği en sert iklim koşullarında bile ortaya çıkabilir. Красота жизни может расцвести даже из самых суровых условий.
Yalvarmak zorunda olmanın nasıl hissettirdiğini bilmeni hayatın boyunca her şey için özür dilemenin nasıl bir şey olduğunu bilmeni. Всего лишь узнал, каково это, когда приходиться умолять, когда приходится всю жизнь за всё извиняться.
Onu hayatın pahasına savunacak mısın? Будешь защищать её ценой жизни?
O çağrıyı bekledin de bekledin ve sonuç olarak, anlamsız bir hayatın oldu. Вы все ждали этого звонка, и в результате вели абсолютно бессмысленную жизнь.
Ölümle yüzleşirken hayatın anlamı ne? "diye sormuştur. "В чем смысл жизни перед лицом смерти?"
Daha uzun bir hayatın her zaman daha güzel olmadığını bilecek kadar yaşlıyım. Мой возраст дал мне понять, что долгая жизнь не всегда лучшая.
Hayatın en temel şeyleri için bile o kadar çok savaşıyoruz ki. Мы сражались так тяжело просто за самые элементарные вещи в жизни.
En boktan şeylerin bir listesini yapın, hepsi hayatın içinde yaşanır. Составьте список всех дерьмовых вещей - всё это входит в жизнь.
Henüz hayatın anlamı hakkında pek bir şey söylemediler, değil mi? Что-то они не слишком много сказали о смысле жизни, а?
Senin bütün hayatın saklanmak, Ray. Ты прятался всю жизнь, Рэй.
Bu yüzden Paella'yı paylaşmak, hayatın yükünü diğerleriyle paylaşmaktır. Поэтому поделиться паэльей значит поделить с другими бремя жизни.
Ama bu sefer Chloe'yi milyarlarca hayatın üstünde tutuyorum. Но теперь жизнь Хлои означает смерть миллиардов людей.
Rick Santorum için hayatın kutsallığı en önemli konudur, ve onun inandığı... Святость жизни самая главная проблема для Рика Санторума, и его взгляды..
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.