Exemplos de uso de "inanıyor" em turco
Ama Bay Deeks duygularının, muhakeme gücünün önüne geçtiğine inanıyor.
Но мистер Дикс считает, что эмоции затмевают ваши суждения.
O Jess'in seri bir suçlu tarafından kaçırıldığına inanıyor.
Он думает, что Джесс похитил серийный убийца.
Mark Sloan'ın sana bir şeyler öğreteceğine inanıyor musun?
Ты думаешь Марк Слоун сможет тебя чему-нибудь научить?
Galler'de başı boş dolaşan vampirler ve kurt adamlar olduğuna inanıyor.
Она верит, что по Уэльсу разгуливают вампиры и оборотни.
Martin'e bu uzay gemisi konusunda inanıyor musun?
Теперь ты веришь Мартину насчет космического корабля?
Sen, Edinburgh Dükü Edmund, Tanrı'ya, İsa Peygambere ve Kutsal Ruh'a inanıyor musun?
Эдмунд, герцог Эдинбургский, верите ли вы в Бога-отца, Бога-сына и Бога-святого духа?
Hükümet, Batı'nın tesiri altında daha fazla zaman geçirmemen gerektiğine inanıyor.
Правительство считает, что больше не стоит подвергать тебя западному влиянию.
Barney yargıç bir arkadaşı olursa, halka açık alanlarda işediği için gelen tüm celp kâğıtlarını atabileceğine inanıyor.
Барни просто думает, его знакомый судья, сможет скрыть все его справления нужды в общественных местах.
Gary'yi aramaya giderken seni bu evde bırakacağıma gerçekten inanıyor musun? - Hayır.
Думаешь, я позволю остаться тебе в доме, и пойду искать Гэри?
Majesteleri, bu gibi zor zamanlarda yoksullara yardım etmenin hükümdarlığın itibarını arttıracağına inanıyor.
Её Величество верит, что помощь беднякам в трудные времена поднимет репутацию короны.
Buna gerçekten inanıyor musunuz? Ufak bir kızı öldürmenin ABD'nin çöküşüne neden olacağına?
Ты действительно веришь, что убийство маленькой девочки приведет к коллапсу Соединенных Штатов?
Yani, açık bir şekilde bir uyuşturucu bağımlısı olduğuma ve tehdit oluşturmadığıma inanıyor.
Итак, он, очевидно, считает меня наркоманом, не представляющим угрозы.
Ayrıca, Pasifik Okyanusu'nun altında konuşlanmış doktorlar olduğuna ve özel konuşmalarını radio yayınlarıyla dinleldiklerine inanıyor.
Она также думает, что есть доктора под Тихим океаном, Слушающие радиопередачи её разговоров.
Andy'nin seni kolejine götüreceğine inanıyor musun ya da balayına?
Ты действительно думаешь, Энди возьмёт тебя в колледж?
O da öğle yemeği yerine yapılan kahvaltının hafife alındığına inanıyor.
Он тоже считает, что завтрак на обед сильно недооценивают.
GUB, insanların bu haberin üstesinden gelmesi için emniyetli ve sağlam bir yer olması gerektiğine inanıyor.
Ну, руководство НБГ считает, что людям нужно безопасное место, чтобы принять такое известие.
Askeri başsavcı aynı zamanda, hayatta kalan subayların kasıtlı olarak tahkikattan önemli bilgileri sakladıklarına inanıyor.
Военный прокурор также считает, что выжившие офицеры сознательно скрывают жизненно важную информацию от следствия.
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.
Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.
Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.
Anuncie