Exemplos de uso de "karşı karşıya olduğumuzu" em turco

<>
Ne ile karşı karşıya olduğumuzu biliyor musun? Hayır. Ты представляешь, с кем нам придется иметь дело?
Burada ne ile karşı karşıya olduğumuzu hepiniz biliyorsunuz. Всем известно, с чем мы имеем дело.
Oliver, tam olarak neyle karşı karşıya olduğumuzu ne zaman söyleyeceksin bana? Оливер, когда ты собираешься мне сказать с чем мы тут столкнулись?
Neyle karşı karşıya olduğumuzu görüyor musun? Видишь, с чем мы столкнулись?
Burada ne ile karşı karşıya olduğumuzu bilmiyoruz, tamam mı? Мы не знаем, чему мы противостоим здесь, так?
Tomografi neyle karşı karşıya olduğumuzu ortaya serecektir. КТ покажет нам всё, что нужно.
Cihatçılıkla mücadelede düğüm noktası olan Cibuti, kötü ekonomi ve aşırı kalabalıklaşma ile karşı karşıya ve ülkede konuşlu bulunan yabancı kuvvetlerin harekete geçmemesi durumunda yıkılabilir. Переживая чрезмерное перенаселение и слабую экономику, Джибути, ключом в борьбе с джихадизмом, может рухнуть, если внешние силы, находящиеся там, не смогут принять необходимых действий.
Karşı karşıya olduğumuz delilik düzeyini ölçmeye çalışıyorum, o kadar. Просто пытаюсь понять тот уровень безумия на который мы пойдем.
Her şeyin sonunda eğer evrensel bir imha ile karşı karşıya gelirsen sadece kendinden sorumlu olabilirsin. И в конце концов, столкнувшись с глобальным уничтожением, отвечать можно только за себя.
Aileler giderek zor kararlarla karşı karşıya kaldılar. Семьи все чаще сталкиваются с трудными решениями.
Bir şey olmak zorunda. Neyle karşı karşıya olduğumuza dair bir ipucu gibi. Там должно быть что-то, что подскажет, с чем мы столкнулись.
Durup dururken, Sherlock artık Oscar Rankin hakkında bir suçlamayla karşı karşıya kalmayacak. После чего с Шерлока сняли все обвинения в преступном нападении на Оскара Ранкина.
Öfkeli bir fabrika sahibi kendisini havaya zehir salmakla suçlayan idealist bir hava durumu sunucuyla karşı karşıya gelir. Вспыльчивый владелец фабрики столкнулся с идеалисткой, ведущей прогноза погоды, которая обвинила его в отравлении воздуха.
Eğer Stringer istediğini yaparsa, Avon'la karşı karşıya gelir. А если Стрингер попытается вмешаться, он разозлит Эйвона.
Ama Nyborg, Danimarka ekonomik bir kriz ve borçla karşı karşıya. Однако, Нюборг, Дания борется с финансовым кризисом и долгами.
İmkânsızla karşı karşıya kaldığında makul zeka el yordamıyla mantıklıyı arayacaktır. Когда сталкиваешься с невозможным, разум попытается найти логическое объяснение.
Yıldızlar arası bir ödül avcısı ile karşı karşıya olabiliriz. Мы можем иметь дело с межзвездным охотником за головами.
Sonuçta da kemik kaybıyla karşı karşıya kalırız. В конце концов, кость будет потеряна.
Griffith Bey, yeğenimin nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu biliyor musunuz? Мистер Гриффит, вы хоть понимаете в какой опасности сейчас моя племянница?
Rigaud mahkemenin tüm ihtişamıyla karşı karşıya kalacak. Риго предстанет во всем величестве перед судом.
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.