Exemplos de uso de "katı bir" em turco
Bazıları katı bir biçimde dilin kendi başına yeterli olması için yeni kelimeler oluşturulması görüşündelerdi.
Такой подход, по их мнению, был бы свидетельством полноценности и самостоятельности их языка.
Beyaz cücelerde Dünya'nın 00 katı bir kütle, Dünya büyüklüğünde bir hacme sıkıştırılmıştır.
Его масса в раз больше массы Земли, он сжат до объема Земли.
Jüpiter hayli gazlı bir gezegendir. Gazdan oluşur. Dolayısıyla üzerine iniş yapıp gezinebileceğiniz katı bir zemini yok.
Эта планета состоит из газа, на ней нет твердой поверхности, на которую можно приземлиться.
Vincent'in çocukluğu katı bir Kalvinist sistemle geçti.
Детство Винсента было результатом строгого кальвинистского воспитания.
Babamın kulübünün çok katı bir "Kızlar giremez" kuralı var.
У папиного клуба очень строгая политика "Женщины не допускаются".
Kumandan, bu iş operasyon ekibiniz için katı bir taktik gerektirecek.
Командир, это обеспечит вашу команду особого назначение твердой тактической основой.
Katı bir karantina dışında yaşayamayacak kadar çok etkilenmiş olan bir çok hastayla ilgileniyoruz.
Мы заботимся о множестве пациентов, слишком заразных, чтобы жить вне карантина.
Değişiklik zamanı geldi Ed sen de katı bir cumhuriyetçisin.
Настало время перемен, Эд. И ты достойный республиканец.
Steno, buna dair yaptığı jeolojik çalışmaları 1669 yılında, "" De solido intra solidum naturaliter contento dissertationis prodromus "" veya "" Katı Bir Nesne İçinde Doğal Olarak Kaplanmış Bululan Katı Bir Vücut Hakkındaki Teze Dair Bir Ön Söylem "" isimli bir kitabında yayınladı.
Он опубликовал результаты своих геологических исследований в 1669 году в "Предварительном изложении диссертации о твёрдом, естественно содержащемся в твёрдом" ().
Internet'i herkesin özgürce bağlanabildiği, iletişim kurabildiği, yazabildiği, okuyabildiği, izleyebildiği, konuşabildiği, öğrenebildiği, yaratabildiği ve yenilikler icat edebildiği açık bir ağ olarak muhafaza edin.
Поддержка Интернета как открытой сети, в которой всякий обладает свободой объединяться, общаться, писать, читать, смотреть, говорить, слушать, изучать, создавать и производить что - то новое.
Afgan büyümek babanın seni hiç bir sebep yokken sabah'da uyandırmasıdır, çünkü hayatta tembelliğe yer yok.
Папа поднимает вас с постели в шесть утра в выходной без всякого повода, просто потому что вам никогда нельзя лениться.
Artık herhangi bir sağlık çalışanının, üst düzey yöneticinin, yönetimin ve yönetim kurulunun; sağlık konularında herhangi bir medya aracına bilgi erişimi sağlamaması talimatını veriyorum.
Настоящим я предписываю и отдаю распоряжение о том, что ни один сотрудник или руководитель учреждений здравоохранения не должен предоставлять средствам массовой информации любого рода какую - либо информацию по вопросам здравоохранения.
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.
Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.
Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.
Anuncie