Exemplos de uso de "kontrol noktasındaki" em turco

<>
Bir takıntım var, her yolculuğumda pasaportun benimle olup olmadığını beş dakikada bir kontrol ediyorum. У меня обсессивно - компульсивная привычка проверять паспорт каждые пять минут во время путешествий.
Konuşmacılar birbirlerini geleneksel ve dijital medya konusundaki işbirliğinin gelişimden ve "Batılı ana akım medyası" nın bilgi kaynaklarını kontrol etmeye yönelik girişimlerine karşı ortak bir şekilde mücadele edilmesinden dolayı tebrik ettiler. Выступавшие поздравили друг друга с улучшением сотрудничества между традиционными и цифровыми СМИ и их коллективных усилий по борьбе с попытками "западных СМИ" контролировать информационное пространство.
İtfaiyeciler alevleri söndürdü. Bir saat içinde yangını kontrol altına almış olurlar. "Пожарные потушили огонь и проведут там контроль в течении часа.
Şey, neden çantadaki izleri kontrol etmiyorsun. Поэтому вы должны проверить отпечатки на сумке.
Zack, benzeri bir etkiye sahip bir gazın kullanılmış olması ihtimaline karşılık hava kanallarını kontrol ediyor. А Зак проверяет вентиляционные шахты, пытаясь установить не применялся ли газ для создания похожего эффекта.
Sen, evini kontrol edip, radyasyon ve toksin testleri yap. Ты, проверь его дом и лабораторию на радиацию и токсины.
Evet, sadece göldeki iki tekneyi kontrol edeceğim. Да, только проверю две лодки на озере.
Sizin bu ufak aşk sohbetinizi bölmek istemezdim ama trafik kameralarını kontrol ettim. Не хочу прерывать вашу маленькую любовную пикировку. Но я проверил дорожные камеры.
Ada kayıtlarını kontrol ettim. Но я проверила записи.
Duyguları kontrol edebilme yeteneğim ona iyi hizmet etti. Мое умение контролировать эмоции сослужило ей хорошую службу.
Kızın kimle konuştuğunu belirlemek için telefonu kontrol edildi mi? Кто-нибудь проверил ее звонки, с кем она разговаривает?
Her şeyin temiz olduğunu kontrol etmek istiyorlar, değil mi? Они просто проверят, чтобы везде было чисто, да?
Albay, o çitleri kontrol etmeliyiz. Полковник, нужно проверить те кусты.
Buranın seni kontrol etmesine izin vermeyip senini burayı etmen gerek. Ты должен контролировать это место, а не оно тебя.
Porter bütün yolları kontrol etti. Портер проверяет все возможные проходы.
Git barı kontrol et. Пойди, проверь бар.
Odanı da kontrol ettim. Я проверила твою комнату.
Pekâlâ, Alex'in çalışan kartını kullanmak hedefimizin o kontrol odasına girmek için ilk girişimiydi. Значит, использование карточки Алекса было первой попыткой нашего объекта проникнуть в зал управления.
Polis herkesin kimliğini kontrol ediyor. Полиция у всех проверяет документы.
Ayak izleri için pencere pervazını kontrol ettiler mi? Кто-нибудь проверил, есть ли следы под окном?
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.