Exemplos de uso de "olduğunu düşünüyordu" em turco
"Lily ailesinin insanlar arasında yaşamak için hazır olduğunu düşünüyordu."
"Лили считала, что ее семья готова жить среди людей.
Kendi enstitüsü için aşırı düşük nitelikli olduğunu düşünüyordu.
Она считала, что Женский Институт выше этого.
Machiavelli'nin iyi bir rol model olduğunu düşünüyordu, hatırlıyor musun?
Он думал, что Макиавелли пример для подражания, помнишь?
Sevgili babam kendisinin yeni Hindistan'ın bir parçası olduğunu düşünüyordu.
Мой папа полагал, что он представляет новую Индию.
Tüm dünya bir numaralı Halk Düşmanı olduğunu düşünüyordu, Hatalı olduklarını gösterdin onlara.
Весь мир считал тебя врагом № 1, а ты им доказала обратное.
N'oldu ki? Bell onun önemli bir şüpheli olduğunu düşünüyordu.
Детектив Белл подозревал его в том, что он Ангел.
Program karşıtı öğrenciler değişikliklerin sadece eğitim masraflarını gizlemek için yapılan bir yol olduğunu iddia etti.
Выступающие против программы ученики утверждали, что предложенные изменения были всего лишь замаскированным способом сократить расходы на образование.
Ron Harcourt sinyalin içinde bir mesaj olabileceğini mi düşünüyordu?
Рон Харкорт считал, что в сигнале содержится сообщение?
Öldürülmeden hayır diyebilmenin ne demek olduğunu anlıyor musunuz?
Каково это, сказать "нет" и не быть убитым?
Oğul Arash Azizi, babasının bir üst mahkemeye başvuruda bulunmuş olduğunu söyledi.
Араш Азизи заявил, что его отец подал апелляционную жалобу на решение суда.
Kanun yapıcılar, bu maddenin Anayasanın bütün Ugandalıların kanun karşısında eşit olduğunu öngören. ve. maddeleriyle ters düştüğünü savunarak yaşından küçük ve yaşından büyük adayların da seçime katılmalarını mümkün kılmak istiyor. Bu durumu eleştirenler ise bu tasarının yalnızca Museveni'yi hayat boyu cumhurbaşkanı yapabilmek için öne sürüldüğünü düşünüyor.
Парламентарии намерены внести изменения, допускающие до участия в выборах кандидатов, чей возраст не достиг лет и превышает лет, настаивая на том, что действующий закон противоречит статьям и Конституции, согласно которым все граждане Уганды равны перед законом.
"Yüksek sesle konuştuğumuz için mi, yoksa dar görüşlü insanlar olmadığımız için mi bilmiyorum. Otobüsteyken, bir jinekologla yüksek sesle konuşabiliriz.... Arjantinliler psikanalize tabi olurlar, birinin partnerinin hayatıyla ilgili analiz yapıyor olduğunu duymak yaygındır."
Можем в автобусе в полный голос обсуждать свои проблемы с гинекологом.... Аргентинцы часто обращаются к психоаналитикам, так что можно часто услышать кого - нибудь, анализирующего жизнь своего партнера ".
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.
Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.
Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.
Anuncie