Sentence examples of "yaşayan" in Turkish

<>
Haç değil, gerçek, yaşayan bir aziz! Не на кресте, настоящий, живой святой!
Peki ölü nişanlınız benim yaşayan çocuklarımdan daha mı önemli? Значит, ваша мёртвая невеста важнее моих живых детей?
Her neyse, şu anda onunla yaşayan tek Kevin'in ben olduğumdan eminim. Во всяком случае уверен, что сейчас она живёт с единственным Кевином.
Yaşayan son ejderhayı serbest bırakmak istemiyor musun? Ты не хочешь освободить последнего живого дракона?
Bu senin demircinin yaptığı köprülerden biri değil. Bu yaşayan bir şey. Это не мост, который строит твой "железный человек".
Şu anda günden sentten az bir parayla yaşayan 00 kişi var, bu sayı çok yakında yarıya indirilecek. Сегодня больше человек живут меньше чем на центов в день и вскоре эта сумма ещё сократится.
Dahası, evren de içinde yaşayan tüm yaratıkları kapsayan başlı başına canlı bir varlıktır. Кроме того, космос - единственное Живущее Существо которое содержит все живущие существа внутри.
Gerçek biriymiş gibi dönecek, yaşayan biri, et ve kanla. Она вернётся к нам живым человеком, из плоти и крови.
Bir zamanlar Libby adında yüksek bir kulede yaşayan bir prenses varmış. "Жила-была принцесса по имени Либби. Она жила в высокой башне.
Biz evdeki kızlarımıza yüzde yüz güvenlik sağlamakta zorlanırken, sokakta yaşayan % kız çocuğunun durumunu düşünmek içler ürpertici. Когда даже трудно гарантировать безопасность наших дочерей внутри наших собственных домов, мысль о, 7% девочек, которые живут на улицах, по - настоящему страшна.
O senin yaşayan tek akraban. Она твоя единственная живая родственница.
Curt Henderson, Kanada'da yaşayan bir yazar. " Кёрт Хендерсон стал писателем и живет в Канаде.
Burada yaşayan var son birkaç gündür, Brad? Ты живёшь здесь последние несколько дней, Брэд?
Kendisi için en iyisini isteyen, duyguları olan yaşayan bir varlık. Каждое чувствующее живое существо хочет того, что лучше для него.
Gezegen üzerinde yaşayan en hızlı şey şu an bu alanda. Самое быстрое живое существо на планете сейчас на этом поле.
Bu evreni sen yaratmış olabilirsin Rick, ama içinde yaşayan benim. - Siktir. Может ты и создал эту вселенную, Рик, но я живу в ней.
Ben şair değilim, erken Alzheimer hastalığıyla yaşayan bir insanım. Я не поэт. Я человек, живущий с ранним Альцгеймером.
Bu sefer bir otoban köprüsü altında yaşayan iki ayyaş olalım. На этот раз мы будем двумя алкашами живущими под мостом.
Ben Ayı Adası'ndan ve burada yaşayan herkesten sorumlu olduğumu biliyorum. Я понимаю свою ответственность за Медвежий остров и его жителей.
Bilmiyoruz. Ama ortadan kaybolmadan önce yaşayan en hızlı adamı bulmakla ilgili bir şeyler söyledi. Но прежде чем исчезнуть, он сказал что-то про самого быстрого человека на Земле.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.