Beispiele für die Verwendung von "жить дальше" im Russischen

<>
Шел, нам как-то надо жить дальше. Shel, bir noktada hayatımıza devam etmeliyiz.
Я забыл и продолжал жить дальше. Hortumla temizledim ve yaşamıma devam ettim.
Движимый своей верой, Луи понял, что жить дальше ему поможет не месть, а прощение. İnancının bir gereği olarak da, Louie, hayatının geri kalanında intikamı değil bağışlamayı benimsemesi gerektiğini anladı.
Позвольте уточнить - нам нечего жить дальше плоды собственных трудов. Açıklayayım. Kendi alın terimizin meyveleri dışında geçinecek bir şeyimiz yok.
Просто получим этот вотум доверия и будем жить дальше. Bu güven oyunu alacağız ve idare edecek kaynağa ulaşacağız.
Это моя последняя просьба, честно, и мы оба сможем жить дальше. Bu senden son ricam olacak. Söz veriyorum. ikimizin de hayatina devam etmesi için.
Немцы, как жить дальше? Almanlar? ileride hayat nasıl?
Мы будем жить дальше, а эту хрень оставим позади. Biz olacak ileriye taşımak ediyoruz ve geride bu boku bırakın.
Несмотря ни на что. Приходится жить дальше. Her ne olursa olsun, sürdürmek zorundayız!
Как и сказал Мигель, он смирился с потерей и смог жить дальше. Miguel'in dediği gibi, kardeşinin kaybını kabullenip olayı unuttu ve hayata devam etti.
Ты должна найти способ забыть этот воображаемый роман, Алиса, и жить дальше. Bu hayali aşk hikayesinden kurtulmanın bir yolunu bulup, hayatına devam etmelisin, Alice.
Не принесет этим людям такая жизнь столько страдания что они позавидуют мертвым и не захотят дальше жить? Geriye kalacak olan bu çekirdek grup çok hüzne maruz kalacağından daha sonra yaşamak yerine ölmeyi istemezler mi?
Когда он начнётся, Алкмин найдёт способ удержать детей дома, переложив свою работу на напуганные семьи, которые непременно накажут непослушных детей... и смогут дальше спокойно ходить по улицам, делать селфи с полицией и просить импичмента. Okullar tekrar açıldığında, çocukları evde tutmak için bir yol bulmuş olup ailelere - ki her zaman aileler olmuştur - şimdi de huzur içinde sokaklara dönmesi, polislerle selfi çekinerek suçlamayı sorması için baskı yapacaktır.
Когда мы узнали, что больше человек живут как беженцы в своей собственной стране, вынужденные бороться за элементарное существование и жить меньше, чем на центов в день, мы поняли, что должны действовать. 0 insanın mülteci gibi yaşadığını, yaşam mücadelesi verdiğini ve günde sentten daha az parayla yaşamaya çalıştığını duyduğumuzda, harekete geçmemiz gerekti.
Я двигаюсь дальше, Сара. Ben hayatıma devam ediyorum Sarah!
Чтобы жить здесь. В раю. Burada, cennette yaşamak için.
С каждым приездом она пускает меня чуть дальше. Her geldiğinde biraz daha ileri gitmeme izin veriyor.
Мы с Джули-Энн собираемся жить вместе. Julie-Anne ve ben birlikte yaşamaya başlıyoruz.
Мы простоим здесь всего ночь или две, а потом двинемся дальше. Yalnızca bir veya iki geceliğine burada olacağız ve sonra da devam edeceğiz.
Жить с моими родителями? Ailemle yaşamak konusunda mı?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.