Beispiele für die Verwendung von "иметь" im Russischen

<>
Это журнал, который предлагает матриархат в качестве альтернативы, для того, чтобы сделать мир счастливым и процветающим местом, возможно, пора изменить положение вещей таким образом, что именно женщины будут иметь власть. Dünyayı doğrudan mutlu ve zengin bir yer yapmak yerine alternatif olarak anaerkil düzeni öneren bir dergi. Belki bir şeyleri değiştiren zamandır ve bu kadınlar güce gerçekten sahip kadınlar.
Дресс - код малайзийских шахматных турниров просто гласит, что игрок должен иметь "достойный внешний вид". Malezya'nın satranç turnuvasında kıyafet kurallarıyla ilgili basitçe bir oyuncunun "saygın görünüşü" olması gerektiği belirtiliyor.
Мне нравится иметь связь с тем, что умерло ради меня. Benim için ölen bir şeyle aramda bir bağ olması hoşuma gidiyor.
Ты не должен иметь дел с политикой. Seni kıskanıyorum Gibbs. Politikayla uğraşmak zorunda değilsin.
Клёво иметь богатых друзей, правда? Zengin arkadaşın olması iyi değil mi?
"Свободные люди должны иметь знания". "Özgür insanlar bilgiye sahip olmalılar."
Мэр Кейн не может иметь такой неограниченной власти. Başkan Kane böylesi kontrolsüz bir güce sahip olamaz.
Она выпила зелье, которое отняло у неё способность иметь детей. Ama sonra lanetlendi. Çocuğumuz olmasını imkansız hâle getirecek bir iksir içti.
Только вместе с тобой я смогу иметь счастливую и полноценную жизнь. Seninle olmak, dolu ve mutlu bir hayat sürmemin tek yolu.
"Теперь они знают, что это такое- иметь отца-зомби. Спасибо". "Artık zombi gibi bir babaya sahip olmanın neye benzediğini biliyorlar."
Наверное, странно иметь столько сестер. Bu kadar kız kardeş tuhaf olmalı.
Да. Тебе повезло, редкость - в твоей ситуации иметь обоих родителей. Senin durumundaki bir çocuğun anne ve babasının hayatta olması nadir bir durum.
Врач Эбби сказал, она не сможет иметь детей. Abbie'nin doktoru söyledi, uh, çocuk sahibi olamayacakmış.
Лучше иметь могучего еретика в роли друга, а не врага. Güçlü bir kâfirin düşmanımız olması yerine dostluğuna sahip olmak daha iyi.
Как иметь два ануса. İki anüsünün olması gibi.
Вы все осторожничаете, чтобы иметь шанс по итогам квартала обойти остальных. İlkçeyrek için risk almamaya çalışıyorsunuz ki yılı kazançlı şekilde tamamlama şansınız olsun.
Мне разрешено иметь частную жизнь. Benim de özel hayatım olabilir.
я тоже хочу иметь своего ребёнка. Ben de kendi bebeğim olsun istiyorum.
Я всегда хотел иметь детей. Ben hep çocuklarım olsun isterim.
Это не помешало нам иметь детей, и он их нежно любит. Bu durum çocuk sahibi olmamıza ve onları tüm kalbiyle sevmesine engel olmadı.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.