Beispiele für die Verwendung von "моему плану" im Russischen

<>
Я доволен, что вы действуете согласно моему плану. Siz çocuklar planıma göre davrandınız, o yüzden minnettarım.
По моему плану надо атаковать его пушки, едва он появится, зайдя с тыла. Karşımıza çıkar çıkmaz silahlarını bertaraf etmeye yönelik bir planım var. Hem de kendi saflarının ardından.
Он выиграет, только если будет следовать моему плану. Bunu kazanmasının tek yolu, benim planımı takip etmesi.
Он не осмелился сказать нет моему плану. Planıma hayır demeye cesaret edemedi.
Моему другу любопытно, как вы голову повредили-то? Arkadaşım merak etmiş de, kafanızı nasıl yaraladınız?
Если всё пойдёт по плану, мы все выйдем вместе после Парада планет. Eğer her şey planladığımız gibi giderse hepimiz Ahenk Birleşmesi'nden sonra buradan yürüyüp çıkarız.
Моему миру угрожают репликаторы. Dünyam çoğalıcıların tehdidi altında.
Будем продолжать по плану. Planlandığımız gibi devam edecek.
Думаешь, ты делаешь мне одолжение.. Позволяя моему парню встречаться со мной? Erkek arkadaşımın, erkek arkadaşım olmasına izin vererek bana iyilik yaptığını mı sanıyorsun?
Он приедет домой сегодня если все пойдет по плану. Eğer her şey planına göre giderse bugün eve gelecek.
Подчиняться будешь мне, на федеральном УДО, которое может быть аннулировано в любое время по моему усмотрению. Şartlı tahliye ile benim gözetimim altında olacaksın ki bu da benim uygun görmem halinde her an iptal edilebilir.
Расскажешь, что всё прошло по плану. Ona her şeyin planlandığı gibi gittiğini söyleyeceksin.
Моему папе пришлось писать в горшок. Babam kakasını poşete yapmak zorunda kaldı.
Оставшись в вагоне одни, они вернулись к плану Б. Yolcu vagonunda tek başına kalacaktı. B planına geri döndüler.
Ты не принадлежишь моему миру, Белла. Benim dünyamda sana yer yok, Bella.
До тех пор, пока это соответствует плану. Tamam mı? Gerçek bir planımız olduğu sürece.
Гвен, по моему, это обычное ДТП. Gwen, hayır. Bence normal bir trafik kazasıydı.
Я говорил с дядей Ховардом. Всё идёт по плану. Howard Dayım ile konuştum ve her şey yolunda gidiyor.
В той мере, в которой я пытаюсь быть католиком, это противоречит моему католицизму. Ben Katolik'im, en azından olmaya çalışıyorum diyelim. Ama kendisi benim Katoliklik görüşümle hiç uyuşmuyor.
Если все пройдет по плану, червоточина Барзан откроется в этом месте через несколько часов. Eğer herşey plana uygun giderse Barzan Geçidi tam bulunduğumuz yerde birkaç saat içinde yeniden açılacak.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.