Beispiele für die Verwendung von "что я видел" im Russischen

<>
Из всего. что я видел, он крепыш, Кэл. Şimdiye kadar gördüklerime dayanarak sağlam bir çocuk olduğunu söyleyebilirim Cal.
что я видел было похоже на страшный сон. Askeri hastanenin bodrumunda gördüğüm şeyler bir kabus gibiydi.
Ты самый необычный коп, что я видел. Sen alışılmadık bir polis memurusun, Çavuş Boyle.
Лучший карточный фокус, что я видел. Bu, gördüğüm en iyi kart numarası.
Самый чистый пакистанец, что я видел. Bu şimdiye kadar gördüğüm en temiz Pakistanlı.
Кто поверит мне, что я видел кого-то бегущего в лес? Sadece ceset ve ben vardım. Ormana birinin koştuğunu söylesem kim inanırdı?
Он сказал: "Ты самая обворожительная красотка из всех, что я видел". Dedi ki, "Kızım, şu ana kadar gördüğüm en güzel şey olabilirsin."
Отличная вырезка, прекрасная выдержанность, и мраморность лучшая из всех что я видел. Muhteşem bir yemek, çok iyi terbiye edilmiş. Gördüğüm en iyi sunumlardan birine sahip.
То, что я видел, помимо крыс. Böyle bir yer gördüm. Ama fareler de vardı.
Самое крутое, что я видел в жизни. Bu şu ana kadar gördüğüm en havalı şey.
Мне показалось, что я видел... Bir an için şey gördüğümü sandım.
Мне тоже казалось, что я видел ее на скамейке в парке. Hatta benim bile kendisini parktaki bir bankta cips yerken gördüğümü sandığım oldu.
Я видел много колец по ходу проекта, но до сих пор удивляюсь, когда вижу эти самодельные площадки везде и всюду, и людей всех возрастов, играющих иногда только в шлепанцах. Proje süresince birçok basket sahası görmeme rağmen halen her yaştan insanın -bazen sadece parmak arası terliklerle bile- bu üstünkörü sahalarda basketbol oynadığını görmek beni hayrete düşürüyor.
"Мам, тебе не понравится то, что я собираюсь сказать, но я все равно это скажу. "Anne, söyleyeceğim şey hoşuna gitmeyecek, ama bunu söylemek zorundayım.
Я видел трех висельников на въезде в город и еще новые виселицы в центре пустыря. Şehre gelirken birbirinden heyecanlı üç adam gördüm. Meydanın tam ortasına da yeni asma tahtaları asıyorlardı.
Я думаю, что я не одинока, когда говорю, что чувствую себя бессильной. Her şey Twitter'da bir haber tweetinde Sahir Abu Namous'un hikâyesini okurken başladı.
Я видел Дика в гараже. Az önce Dick'i garajda gördüm.
То, что я успел увидеть во время этих мероприятий, удивило меня до глубины души: правительство даже не пытается начать переговоры с протестующими, но немедленно использует все доступные способы для подавления выступлений. Bu gösterilerde gözlemlediklerim beni hâlâ şaşırtmaya devam ediyor: Yöneticiler göstericilerle oturup konuyu tartışmak yerine, enerjilerini göstericilerin seslerini bastırmaya harcıyorlar. Nisan'te Taipei eylemi sırasında polis tahliyeye başladı.
Я видел яблочный сад. Bir elma bahçesi gördüm.
Представьте, после всего, что я пережила, мне все еще снятся кошмары, в которых я теряю свой паспорт, и я просыпаюсь в ужасе. Düşünün, yaşadığım bütün olaylardan sonra hala pasaportumu kaybettiğimi rüyalarımda görüyorum, dehşet içinde uyanıyorum.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.