Beispiele für die Verwendung von "üçümüzün ortak olmasından" im Türkischen

<>
yılında Şanghay İşbirliği Örgütü'nün (ŞİÖ) kurulmasından beri Rus ve Çinli yetkililer sık sık ortak siber güvenlik girişimleri hakkında görüşmeler yapmaktaydı. Со времени основания Шанхайской организации сотрудничества (ШОС) в году российские и китайские чиновники часто обсуждают совместные инициативы в области кибербезопасности.
İnsanlığın dehası, zayıflığının bilincinde olmasından gelmektedir. Гениальность человечества - в осознании своей слабости.
Üçümüzün bu şekilde birbirimize denk gelmemiz ne tesadüf ama. Какое совпадение, что мы трое встречаемся таким образом.
Bu duvar, ortak dinlence ve calisma amaciyla kurulmustu. Это ограждение было построено для общего отдыха и учебы.
Ben de her şeyin değişmiş olmasından korkuyordum. А здесь, боюсь, всё изменилось.
Burası üçümüzün de büyüdüğü yer. В котором мы трое выросли.
Ortak, daha büyük bir sorunumuz var. Напарник, у нас тут проблема побольше.
Onun geri dönmüş olmasından dolayı çok şanslıyız, gerçekten. Мы правда, очень рады, что он вернулся.
Üçümüzün birlikte çekildiği ilk fotoğraf. Это первая фотография нас троих.
Hoyt yüzünden beni ortak olarak istemiyorsun, değil mi? Ты ведь из-за Хойта не хочешь меня в напарники?
Üçümüzün gece boyu dünyayı düzelttiği zamanki gibi... Когда мы трое ночами напролёт меняли мир.
Dünyadaki bütün ünlüler Tom Cruise, John Travolta, Kevin Spacey; hepsinin ortak noktası var. Все знаменитые звезды: Том Круз, Джон Траволта, Кевин Спейси. Их всех объединяло одно.
Öyleyse üçümüzün ondan daha zeki olması gerek. Тогда мы трое должны быть умнее его.
Kyoko, o iki adamın birçok ortak noktası varmış. Кёко-сан, у этих двоих действительно было кое-что общее.
Üçümüzün birden hamile olması, ne büyük şans. Каковы шансы, что мы трое одновременно забеременели?
Bu, bir ortak mülkiyet canım. Это совместно нажитое имущество, детка.
Üçümüzün bu şekilde karşılaşması ne kadar hoş bir tesadüf, değil mi? Не удачное ли это совпадение, что трое из нас встретились тут?
Oysa peygamber devesi karidesinin ve bizim gözlerimizin ortak bir kökeni olduğuna ilişkin güçlü kanıt bulunuyor. Однако наше с ним зрение восходит к общему предку и на то имеются веские доказательства.
Riley tarihi yasaya işler, eminim ikinizin bir sürü ortak noktası vardır. Райли участвует в исторических реконструкциях, так что у вас много общего.
Uff! Ortak tuvalet. Тут общая ванная комната.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.