Beispiele für die Verwendung von "ışık" im Türkischen mit Übersetzung "свет"

<>
Tanrı aşkına Sam orada beyaz parlak bir ışık vardı. Боже помоги мне, Сэм, яркий белый свет.
Ama Jilly, bir ışık kullandıklarını söylemişti. Но Джилли сказала, они используют свет.
Hayatıma ışık getirdin ve o ışıkla tüm karanlığı defettin. Ты привнесла в мою жизнь свет и прогнала тьму.
Saf ışık, ateş ve su. Чистый свет, огонь и вода.
Sana bilgelik verdim, ışık verdim, iyi müzik dinlettim ve güldürdüm! И мудрость, и свет, и музыку, и немного смеха!
Kısa dalga boyları mavi ışık dalgalarını oluşturuyor. Именно короткие волны делают синий свет синим.
Ekim 2010'da HBO'nun diziye yeşil ışık yaktığı duyuruldu. В марте 2010 года было объявлено решение HBO дать сериалу зелёный свет, включая пилот;
Kavga öncesi dairemizde yanan ışık kavga sonrası tamamen farklı bir görünüme bürünmüştü. Свет в послевоенной квартире был совсем не такой, как до войны.
Kendimi karanlıkta buldum ve o bana ışık verdi. Отыскал меня во тьме и подарил мне свет.
Evet, uzun ve karanlık tünelin sonunda bir ışık belirdi. Да, свет в конце тоннеля, длинного и темного.
Parlak bir ışık gördüm bir de Dr. Stark'ı. Я видел яркий свет, и доктора Старка.
Fitz, kanı bulan özel bir ışık yok muydu? Kan değil. Фитц, разве не нужно какой-то специальный свет, чтобы обнаружить кровь?
"Sevdiklerine, güç, hayat, neşe ve ışık veriyordu." Своим любимым она дарила силу, жизнь, веселье и свет ".
Bu belli belirsiz mavi ışık, kuyruğundaki özel bir kapsülün içinde meydana gelen kimyasal tepkimenin sonucu. Этот призрачный голубой свет - результат химической реакции, происходящей в специальной капсуле на спине червя.
İlahi dahi, ışık getiren, bilginin koruyucusu buraya senin rızanı yerine getirmek için toplandık. Божественный гений, несущий свет, хранитель знаний, мы собрались, чтобы восхвалить тебя.
Ay ışığı, hayal gücüne garip oyunlar oynayabilir ben de birden pencerelerden ışık geldiğini sandım. Лунный свет причудливо преломился, и мне вдруг показалось, что в окнах горит свет.
Hiç parlak beyaz bir ışık gördüğün oldu mu veya İsa'nın seni beklediği bir tünel? Вы видели такой яркий белый свет? Или туннель, а за ним Иисуса?
Antenin üzerine gelen ışık, antendeki elektronları gelen ışıkla aynı frekansta olacak şekilde ileri geri hareket ettirirler. Падающий на антенну свет вызывает колебания электронов в антенне, движущихся вперёд-назад с той же частотой, что и входящий поток света.
Vermeer'in yaşadığı, Delft şehrini ziyaret etti ve orada mimarlık ve ışık üzerinde çalıştı. Он посетил Делфт, город, где Вермеер жил и изучал свет и архитектуру.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.