Sentence examples of "şeyin" in Turkish

<>
Tam Central Park'ın ortasına doğru gökyüzünden bir şeyin düştüğünü gördüm. Я видел, как в парке что-то упало с неба.
Yani her iskelet bir şeyin içinde mi? Так значит каждый скелет находится внутри чего-то.
Ancak aynı zamanda belki bir sonraki yazacağım şeyin de o kadar da iyi olmayacağı konusunda beni biraz korkutuyor. Но в то же время она немного пугает меня, вдруг следующая вещь, которую я напишу, не будет настолько хорошей.
Onlar her şeyin bir ruhu olduğuna, iyi veya kötü şans getirdiğine inanır. Они верят, что в вещах есть дух, приносящий удачу или неудачу.
Evet. Bu, binlerce korkunç şeyin bu tarafa gelişinin sesi. Это звук тысячи ужасных вещей, летящих прямо к нам.
Anne Gezegeni de her şeyin kesinlikle şimdikinden daha iyi olmak zorunda olduğu bir geleceğin etrafında dönüyor. Мамина планета, вращается в будущем, где вещи должны стать лучше чем сейчас, гарантированно.
En doğru şeyin onu çözüp, gitmesine izin vermek olduğunu sanıyorsun. Или ты сейчас решаешь, может пойти отвязать её и отпустить?
Peki böyle bir şeyin doğal yollardan olma olasılığı nedir? Так какова вероятность, что нечто подобное произойдёт естественно?
Bütün gün kadın bağrışlarını dinledikten sonra, doğum odasına nasıl bir şeyin gittiğini görmek istiyorum. Целыми днями слыша женские крики, я просто хотел посмотреть, как это все происходит.
Bence, Quark bu şeyin ne olduğunu biliyor. Я думаю, что Кварк в курсе происходящего.
Sen hiç özel bir şeyin parçası olmak istemedin mi? Разве тебе никогда не хотелось участвовать в чем-то особенном?
Neden benim ismim bu şeyin üzerine yazılmış? Почему мое имя написано на это штуке?
Hayır, daha değil ama ellerinde bu şeyin görüntüsü var. Пока нет, но у них есть запись этой штуки.
Hayatımızda sadece bir şeyin yaratıklarla alakalı olmaması için bu konu hakkında bir şey yapamaz mıyız? Можно хоть что-то, хоть одна вещь в нашей жизни не будет связана с монстрами?
Şimdi olmaz. Her şeyin normal olduğu bir konuşmanın ortasında olduğumuzu görmüyor musun? Ты не видишь, мы находимся в середине чего-то очень нормального здесь?
Kristina, bu adam hakkında bir şeyin var mı? Кристина, у тебя есть что-то на этого парня?
Çoğunlukla başka bir şeyin yan etkisidir. Чаще является побочным эффектом чего-то ещё.
Zod büyük bir güç barındıran bir şeyin peşinde. Зод ищет что-то, что обладает огромной силой.
Böylesine muhteşem bir şeyin huzurunda uyumak zordur. Трудно спать в присутствии чего-то столь великолепного.
Bir şeyin adamakıllı yapılmasını istiyorsan kendin yapacaksın. Хочешь сделать что-то хорошо сделай это сам.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.