Beispiele für die Verwendung von "Yemek odasında" im Türkischen

<>
Ama bu gece yemek odasında yiyoruz, onun için... Но сегодня мы едим в столовой, так что...
Ben de bahçede bulunduğum yerden yemek odasında ışık yanmadığını görebiliyordum. Мне было видно из сада, что в столовой темно.
Özel bir yemek odasında romantik bir akşam yemeğiyle başlıyoruz ve daha sonra da mum ışığında masaj yaptıracaksınız. Начиная с романтического ужина на двоих, в приватной столовой.. а также парный массаж при свечах.
Benim için yemek pişiriyor. Она готовит мне ужин.
Bunu hesap odasında bana defalarca söylediler. Ne dediler, peki? Они постоянно мне говорили об этом в комнате для записей.
Şu sahnede ünlü birisi için yemek yaptığı gösteriye mi? Она готовила обед для какой-нибудь знаменитости прямо на сцене?
Dewey ünlü biriymiş gibi Palm Springs'te tatil yapsın, ben de teçhizat odasında durayım öyle mi? Дьюи получает оплачиваемый отпуск в Палм Спрингз как знаменитость, а я застряла в этой комнате?
Mike ve ben, size yemek hazırlayabiliriz. Мы с Майком можем приготовить вам ужин.
O odasında sigara içmek için iki kez uğramış. Он дважды упоминал, что курил в комнате.
yemek için bile param yok. Денег нет даже на еду.
Yarım şişe şarap içtim, geceyi misafir odasında geçirdim. Выпила полбутылки розового вина, заночевала в гостевой комнате.
Eskiden motosikletiyle hep yemek getirirdi. Раньше привозил обед на мотоцикле.
Kimse onu odasında gördü mü? Кто-нибудь видел ее в комнате?
Aslında, daha çok evde kalıp, sessiz bir yemek yer ve öpüşürüz diye düşünmüştüm. Вообще-то, я думала, может, мы останемся дома, поужинаем, будем целоваться...
Bugün o jüri odasında bulunan onca insan arasından beni seçti. Из всех находящихся в том зале он выбрал именно меня.
Bunlar için şükran dolu olmalıyız. Ama diğer şeylerin yanında, yemek yalnızca bir sembol. Мы должны быть благодарны за это но еда - это просто символ всего остального.
Bay Hoyt sizi poker odasında beklediği hakkında bir mesaj bıraktı, Bay Specter. Мистер Хойт попросил вас пройти к нему в комнату покера, мистер Спектер.
Buzdolabı bozuldu. Ben de her şeyi yemek zorunda kaldım. Холодильник сломался, так что мне пришлось всё съесть.
Babamın, odasında, kapıyı kilitleyip kaldığı o zamanlar? Все это время, что отец запирался в комнате?
Ayrıca düşüş sırasında yemek ve suyumuzdan da olduk. Мы потеряли еду и воду, пока падали.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.