Beispiele für die Verwendung von "babasını" im Türkischen

<>
Yoo Ri'nin akrabaları, babasını ikna etmişler. Похоже, отца Ю Ри уговорили родственники.
Stiles işe yaramaz babasını arıyor ve ona silahla iyi nişan alabilen birini göndermesini söylüyor. Стайлз позвонит своему бесполезному отцу, попросит послать кого-нибудь с пистолетом и нормальным снайпером.
O, babasını vurdu ve seni öldürmeye çalıştı. Он застрелил своего отца и пытался убить тебя.
Bu beni derinden yaraladı, Emma, ve babasını da. Это глубоко ранило меня, Эмма, и его отца.
Sence Akio şu an babasını görse gurur duyar mıydı? Как думаешь, Акио сейчас гордился бы своим отцом?
Bilge, güçlü Mufasa'yı, Simba'nın babasını. Умного, сильного Муфасу, папу Симбы.
Baksana, Deacon, Vince'nin babasını tanıyor musun? Эй, Дикон, ты знаешь отца Винса?
"Bir kadın babasını hamile olduğunu söylemek için arar. Женщина звонит отцу, сообщить, что она беременна.
Tracy babasını öldürdü ve iki polisi ağır şekilde yaraladı. Трейси убила своего отца и сильно ранила двух полицейских.
İoannis'i yükselten aristokratların onunla ilgili memnuniyetsizliği bir şekilde büyüdü, Niketas, babasını Mihail'i Limnia'daki tutsaklıktan kurtardı ve 1344'te tahta geçirdi ve İoannis, St. Аристократы, возвысившие Иоанна III, по-видимому, оказались недовольны им, так как Никита Схоларий в итоге освободил его отца Михаила из плена в Лимнии и посадил на престол в мае 1344 года.
Dün Simon döndü ve babasını son kez sağ gördü. Bu sabah da Aksel huzura kavuştu. Вчера Симон прилетел домой и попрощался с отцом, и этим утром Аксель нашёл покой.
Salt Lake City'ye babasını görmeye mi gitmiş? Пошел в Солт Лейк Сити повидать отца?
Temmuz 1848'de Portsmouth'a gelişte donanmayı terk etme isteğinden babasını haberdar etmiş ama kalması için babası tarafından ikna edilmiştir. По прибытии в Портсмут в июле 1848 года он сообщил отцу о своём желании покинуть военно-морской флот, однако тот смог убедить его остаться.
Bu cezaevi kayıtları Bebe'nin her hafta babasını ziyaret ettiğini ve Grace'e yalan söylediğini gösteriyor. Эти тюремные записи показывают, что Биби посещала своего отца еженедельно и врала Грейс.
Çünkü tıpkı babasını öldürdükleri gibi onu da öldürecekler. Ведь они его убьют, также как отца...
Teb Kralı. Oyunun orijinalinde, Oedipus babasını öldürüp annesiyle evlenir. В греческой пьесе Эдип убивает отца и женится на матери.
Hemen sonra, Gob babasını götürdüğü yerden eve geri getirir. В этот момент Джоб пришел забрать отца из укромного места.
Babasını hiç tanımamış çoğu erkeğin yaptığı gibi Bill de kendine baba müsveddeleri bulmuştu. Как большинство мужчин, выросших без отца, Билл окружал себя почтенными старцами.
Birisi bunun hesabını sormalıydı, ben de o yüzden Gaspar'ın canavar babasını öldürdüm. Кто-то должен было заплатить за это, так что я убил отца Гаспара.
Gerçi kocasıyla babasını ben öldürdüm, ama olsun. Да, я отца её убил и мужа!
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.