Beispiele für die Verwendung von "bir adıyla" im Türkischen

<>
Diğer bir adıyla boraks, birçok deterjanın bileşeni. Он же боракс, компонент многих моющих средств.
"Diğer bir adıyla Mavi sakal. Также иногда известного как Синяя Борода.
Etiyopyalı Bir Adamın Issız Ölümü Одинокий конец одного из самых публичных людей Эфиопии
Jules, adamımız Bob ve Penny adıyla ilgili çok güçlü sinyaller alıyorum. Джулс, у меня сильное видение насчет нашего Боба и имени Пенни.
Internet'i herkesin özgürce bağlanabildiği, iletişim kurabildiği, yazabildiği, okuyabildiği, izleyebildiği, konuşabildiği, öğrenebildiği, yaratabildiği ve yenilikler icat edebildiği açık bir ağ olarak muhafaza edin. Поддержка Интернета как открытой сети, в которой всякий обладает свободой объединяться, общаться, писать, читать, смотреть, говорить, слушать, изучать, создавать и производить что - то новое.
İsa'nın adıyla, amin. Во имя Иисуса. Аминь.
Afgan büyümek babanın seni hiç bir sebep yokken sabah'da uyandırmasıdır, çünkü hayatta tembelliğe yer yok. Папа поднимает вас с постели в шесть утра в выходной без всякого повода, просто потому что вам никогда нельзя лениться.
Birlikteki herkesin söylediği adıyla, Joe Westcott. Так ребята в отряде называли Джо Уэсткотта.
Artık herhangi bir sağlık çalışanının, üst düzey yöneticinin, yönetimin ve yönetim kurulunun; sağlık konularında herhangi bir medya aracına bilgi erişimi sağlamaması talimatını veriyorum. Настоящим я предписываю и отдаю распоряжение о том, что ни один сотрудник или руководитель учреждений здравоохранения не должен предоставлять средствам массовой информации любого рода какую - либо информацию по вопросам здравоохранения.
Diğer bilinen adıyla Flash. Также известный как Флэш.
Hindu filmlerden nefret ettiğim için değil ama, hükümet ölen bir sanayii kurtarmak için aldığı bu karardan hemen dönmeli! Только не ненавистные фильмы на языке хинди, сейчас правительство должно отступить от такого позорного решения, которое приняло, чтобы спасти умирающую индустрию.?
İmparatorluk Sarayı, eski adıyla Chiyoda Kalesi İmparator Dokan Ota tarafından yaklaşık yıl önce inşa ettirilmiştir. Императорский дворец, ранее известный как замок Тиёда, построен около лет назад господином Докан Ота.
Porto, Portekiz'deki diğer şehirlerden daha hızlı bir şekilde bir hayalet şehre dönüşüyordu. Однако у города была и темная сторона, которую я обнаружил только на следующий день моего пребывания в нем.
Kardeşim Lucrezia kral naibi gibi hareket edip ona kendi adıyla hükmedecek. Моя сестра Лукреция будет его регентом и править от его имени.
Ama amaçlarının "şehrin harabe olduğunu ama güzel bir harabe olduğunu" göstermek olduğunu da ekliyorlar. Далее они объясняют, что их цель "показать город, который, несмотря на руины, представляет собой прекрасные руины":
Babana hep böyle adıyla mı hitap edersin? Ты всегда зовёшь своего папу по имени?
Onlar arasında bir ağ kurmak atılan doğru bir adımdır. Объединение этих активистов в одну общую сеть - это шаг в правильном направлении.
Finbar Joseph McQueen, diğer adıyla Finn. Финбар Джозеф МакКуин, он же Финн.
Sakharov Ödülü'nden sonra, birçok kadın, hastane bahçesinde doktora olan desteklerini kutlama yaparak belirtiyorlardı: Bir mağdur: "Bu bizim unutulmadığımızın, bize yapılanlara dünyanın göz yummadığına bir kanıttır". dedi. "Это означает, что нас не забыли, что мир не закроет глаза на то, что с нами случилось", - поделилась одна пациентка.
Kimin adıyla kayıt yaptırdın? Чьим именем ты подписался?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.