Sentence examples of "diye bağırıyordun" in Turkish

<>
Sen de "seni anlıyorum" diye bağırıyordun. Вы кричали: "Я понимаю тебя".
"Böylesine çeşitli bir topluluk"... diye bahsediyor Fisher. Может быть потому, что многие из них - эмигранты.
Başkan eli ağzında kenarda duruyor, gözünden yaş geliyordu. Sen de bağırıyordun. А гендиректор зажимал рот рукой и плакал, а ты всё кричала...
Yani yarın biraz erken çıkabilirim diye umuyordum. Поэтому я завтра хотел бы уйти пораньше.
Kim daha yavaş ölecek diye bir yarışma yapmıyoruz burada. Это вовсе не соревнование, кто может умереть медленней!
Benim endişeme göre ortak zemin diye bir şey yok. Компромисса здесь быть не может, таково мое мнение.
Kafan iyi olsun diye geldiysen evinde kalsan da olurdu. Если чтобы дуть, то мог просто дома остаться.
Eskiden Nico diye biriyle çalışırdı, ama o herif de bu işleri bıraktı. Обычно он работал с человеком по имени Нико, он тот уже завязал.
Castle, bomba imha ekibinde bir gelişme var mıymış diye bakmaya git sen. Tamam. Касл, почему бы тебе не узнать, есть ли новая информация от саперов?
Arabayı verir mi diye anneme bir sormam lazım. Я спрошу у мамы смогу ли взять машину.
Ve istedik diye hemen söyleyecekler mi sanıyorsun? И они просто так о ней расскажут?
Yarın için desteğe ihtiyacın olur diye. На завтра, вдруг понадобится подкрепление.
Virginia Mackay öldü, Ted Baldwin komada, sırf sen ünlü bir sanatçının tablosuna sahip olabilesin diye. Вирджиния Маккей умерла, Тед Болдуин в коме, только так вы смогли завладеть картиной известного художника.
Tavsan, possum, kokarcaya çarparsan küt diye ses gelir. Сбивая кролика, опоссума, скунса, машина просто тук-тук.
Dorothy diye bir hastam var, doksan iki yaşında. У меня есть пациентка по имени Дороти. Ей года.
Oyunu bitiririm diye düşündüm. Я сам хотел закончить.
Çocukları, Beyaz Şapkalı diye bilinen bir adam işe alıyor. Детей нанимает на улице какой-то тип по имени Белая Шляпа.
Neden? Midnight Madness'i ben kazandım diye mi? Почему, потому что я выиграл Полуночное Безумие?
Casey'nin altında çalışayım diye tutturan sendin. Ты так хотела работать с Кейси.
Bakın, aceleci davranıyor muyuz diye hafiften kuşkulanıyorum. Послушайте, может, мы слегка опережаем события?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.