Beispiele für die Verwendung von "diyeceğim" im Türkischen

<>
Bak sana ne diyeceğim hadi gün ağarmadan biraz yüzelim. Знаешь что, пойдём немного поплаваем, чтобы взбодриться.
Ama ne diyeceğim, kablo hırsızları çok şanslıymış. Вот что я скажу. Этим похитителям кабеля повезло.
O, "Mutlu yıllar". dediğinde, diyeceğim. Скажу, когда она скажет "С днем Рождения".
Size diyeceğim şey, Bunun bir erkek için sorun olmadığını düşünüyorum. Должна сказать, что я думаю, нормально быть таким человеком.
Hay ihtiyar, o kadar kocaman gözlüklerin var ki sana bundan sonra profesör diyeceğim. Ё, старпёр, у тебя огромные очки. Я тя буду теперь звать Профессором.
Bak ne diyeceğim, Sam'in annesi şu anda bu konuşmayı %100 yapmak istemiyor. Так, знаете что?% мамы Сэм не хочет вести сейчас этот разговор.
Bak ne diyeceğim, sen eşyalarımı bavula koyarken ben de Kruger'in dosyasına bakacağım. Знаешь, можешь собрать мои вещи, пока я читаю материалы по Крюгеру.
Bak ne diyeceğim Babs, bırak da onunla bir konuşayım. Вот что, Бабс, дай мне с ним поговорить.
Sana ne diyeceğim Johnny, birileri koyun gözü yapıyor. Скажу тебе, Джонни, кое-кто строит овечьи глазки.
Çocuklarıma ve karıma ne diyeceğim şimdi? Что мне сказать жене и детям?
Bak ne diyeceğim, Matt Damon için biçilmiş kaftan. Знаешь что? Это отличная идея для Мэтта Дэймона.
Bak ne diyeceğim, Hawaii güzeli. Yarın akşam dövüşten sonra otoparkta buluşalım mı? Вот что, Крошка, как насчёт встречи на парковке завтра после боя?
Şimdi bak ne diyeceğim neden Nilaa'nın pozisyonu için uygun adayların bir listesini yapmıyoruz biliyorsun iyice düşünmen için. Так что скажу, я составлю список людей для замены Нилы, но решать конечно же тебе.
Riski göze alıp şehrin yerle bir edildiği videolar arasında "bu en sevimlisi" diyeceğim. Из всех фильмов о разрушении города я рискну сказать, что этот - самый прелестный.
Dur ne diyeceğim, şu an transfer emrine bakıyorum. Знаешь, что? Я ищу приказ о переводе.
Bak sana ne diyeceğim, sen o tarafa ben de bu tarafa gideyim. Вот что я предлагаю: вы пойдёте туда, а я пойду туда.
Yapacağımız şey şu. Ben "sünger" diyeceğim ve siz aklınıza gelen ilk kelimeyi söyleyeceksiniz. Hazır mısınız? Я скажу "губка", а вы - первое, что придёт в голову, хорошо?
Oğlum Ivar'a diyeceğim ki kardeşlerine senin beni kurtarmak için elinden gelen her şeyi yaptığını söylesin. Я попрошу Ивара сказать братьям, что ты сделал все возможное, чтобы спасти меня.
Tamam Dwight, bak ne diyeceğim? Sen de zammını alacaksın... Дуайт, знаешь, ты же получишь прибавку, так что...
Bak ne diyeceğim, ben fiziğimi yanıma alıyor ve şu uçağından her ne düştüyse onu bulmaya gidiyorum. Скажу тебе вот что. Я собираюсь взять мою физику и узнать - что заставило упасть наш самолет.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.