Beispiele für die Verwendung von "geleceği" im Türkischen mit Übersetzung "будущее"

<>
Übersetzungen: alle34 будущее26 будущего6 будущим2
Beki de o da geleceği görebiliyordur. Может, он тоже видит будущее.
Geleceği gördü ve ilk adımı atan o oldu. Она видела будущее и пришла к нему первой.
Bir kişinin hayatı, geleceği, binlerce seçimin her birine bağlıdır. Жизнь личности, ее будущее, состоит из тысяч моментов выбора.
Bu binalar geçmişi çok fazla tutmazlar. Bence bu yüzden geleceği düşünerek inşa edildiler. Эти дома недолго будут хранить прошлое, они построены с расчетом на будущее.
Kızının burada seninle ne tür bir geleceği var ki? Какое будущее уготовано твоей дочери здесь, с тобой?
Geçmişi görürler, şimdiki zamanı ve geleceği. Они видят прошлое, настоящее и будущее.
Lucas o boktan geleceği önlemek için canını verdi. Лукас умер, пытаясь предотвратить это дерьмовое будущее.
Üzgünüm ama o gençlerin geleceği beni ilgilendirmiyor. но меня не интересует будущее этих детей.
Yüksekbahçe'nin varisi o, Tyrell Hanesi'nin geleceği. Он наследник Хайгардена, будущее дома Тиреллов.
Star City'i ve geleceği kurtarmanın tek yolu bu. Это единственный способ спасти Стар сити, будущее.
Ben onlara, zaferi ve geleceği öneriyorum. Я же предлагаю победу и светлое будущее.
Demek ki bu ailenin geleceği, senin kalbinin kölesi olmuş. Значит, будущее нашей семьи зависит от воли твоего сердца?
"Geleceği kurtarmanın" anlamı ne olabilir ki? Что это вообще значит "спасти будущее"?
Sana Iris'in ölümünü söylememiz geleceği değiştirmiş. - Ben haksızmışım, siz haklı. То, что я вам сказал о смерти Айрис, как-то изменило будущее.
Tanrı bana geleceği görmem için bir yol gösterdi. İnsanlara merhamet gösterebileyim diye. Бог дал мне способность видеть будущее, чтобы я облегчал мучения людей.
Onu bir Truvalı taşıdığı sürece halkımızın bir geleceği var demektir. Пока его носит троянец, у нашего народа есть будущее.
Şimdi Yedi Krallık'ın geleceği onun pis, köylü ellerinde yatıyor. Теперь будущее Семи Королевств - в его грязных крестьянских руках.
Geçmişi restore etmeli ve geleceği mümkün kılmalıyız. Нужно реставрировать прошлое и сделать возможным будущее.
Kocam, bu ülkenin geleceği için büyük önem taşıyan projelerle ilgileniyor. Мой муж занимается проектами, от которых зависит будущее нашей страны.
Harry, sence bu ayna geleceği gösteriyor olabilir mi? Гарри, ты думаешь, это зеркало показывает будущее?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.