Ejemplos del uso de "gerçeği" en turco

<>
Chibs Packer ve diğer başkanlarla konuşup, Jury hakkında gerçeği anlatacağım. Я сяду с Пакером и другими президентами. Скажу правду насчет Джури.
Efsane bir Sheldon Cooper gerçeği duymak ister misin? Хочешь услышать классический факт из коллекции Шелдона Купера?
Şimdi herkes için gerçeği doğruladım ben. Сейчас я подтвердил истину для всех.
Çocuk katilleri, ölü sikiciler uyuşturucu zombileri ve birinci kalite geri zekalılar çevreyi dolaşarak gerçeği ve eğlenceyi arayacaklar. Убийцы детей, насильники трупов, нарко-зомби и безмозглые ушлёпки рыскают по местности в поисках истины и развлекухи.
Cevabı olmayan sorular için buradayız ve amacımız gerçeği bulmak. Мы ищем ответы на сложные вопросы и добиваемся правды.
Ama kendi çetesinin onu havaya uçurmaya çalışması gerçeği bu konuda beni biraz daha iyi hissettiriyor doğrusu. Но тот факт, что его собственная банда пыталась взорвать его, немного поднимает мне настроение.
Ama Agnes, Dr. Jordan'ın gözlerini görünce gerçeği fark etti. Но когда Агнес увидела глаза доктора Джордан, она узнала.
İşin gerçeği, beni tanıdığın zaman göreceğin üzere, hiç de kötü birisi değilim. Знаешь, на самом деле я не плохой парень, если узнать меня поближе.
Bunun ana fikri, tarihe gömülmüş bir gerçeği açığa çıkarıp Ryan Gosling'in Mac'i oynadığı bir film yapmak. Мы вот-вот разорвём ткань исторических фактов и снимем об этом фильм с Райаном Гослингом в роли Мака.
Ben zaten turtalarla ilgili bir gerçeği söyleyerek buzları kırmıştım. Я уже растопила лед своим клевым фактом о пирогах.
İnsanlar hangi gerçeği isterlerse onu seçiyorlar artık. Сейчас люди выбирают факты, что хотят.
Sana gerçeği söylemek zorundayım, Sarışın. Должен сказать тебе правду, Блондин.
Adam bu gerçeği saklamaya çalıştığı için giderken kapıya tekme attı. Он вышиб дверь, уходя, пытаясь скрыть этот факт.
Ama şunu demeliyim ki, her zaman gerçeği arayın. Но я могу сказать вам, всегда ищите истину.
Sana gerçeği anlattım ve kavga etmeye başladık. Я сказал тебе правду и мы поругались.
Ben daha çok, kavga ettiğin ve kabadayılık tasladığın için uyarı aldığın gerçeği ile ilgileniyorum. Нет. Меня вообще-то больше интересует тот факт, что Вас исключили за драки, запугивания...
Kız gerçeği söylüyorsa, adam bir canavar tarafından ısırılmış. Если она говорит правду, то человека покусал зверь.
Onu küçük düşürmedim, ben sadece gerçeği anlattım. Я его не оскорбляла. Я просто сказала правду.
Dün gece bana gerçeği gösterdi. Прошлая ночь показала мне правду.
Ve her zaman sana gerçeği söylerim. И я всегда говорю тебе правду.
Los ejemplos del uso de palabras en diferentes contextos se proporcionan únicamente con fines lingüísticos, es decir, para estudiar el uso de palabras en un idioma y sus opciones de traducción a otro. Están recopilados automáticamente de fuentes abiertas utilizando tecnología de búsqueda basada en datos bilingües. Si encuentras un error ortográfico o de puntuación en el original o en la traducción, utiliza la opción "Informar de un problema" o escríbenos.

En esta sección, puedes ver cómo se usan las palabras y expresiones en diferentes contextos con los ejemplos de traducciones realizadas por profesionales. La sección Contextos te ayudara a aprender inglés, alemán, español y otros idiomas. Aquí puedes encontrar ejemplos con las frases verbales, expresiones idiomáticas y palabras ambiguas en textos de diferentes estilos y temas.

Los ejemplos se pueden ordenar por traducciones y temas, y también se puede realizar una búsqueda más precisa en los ejemplos encontrados.