Beispiele für die Verwendung von "için heyecanlı" im Türkischen

<>
Cumartesi için heyecanlı mısın? Волнуешься насчет грядущей субботы?
Bu geceki program için heyecanlı. Не терпится начать вечернее шоу.
Tatlım, lezbiyen maceran için heyecanlı mısın? Милая, ты радуешься своему лесбийскому приключению?
Açılış günü için heyecanlı mısınız, çünkü bu sanki... Волнуетесь в день открытия? Ведь это такое событие...
Pekala, sen Emma'dan ayrı geçireceğin ilk gecen için heyecanlı mısın? Ты рада, что оставляешь Эмму на вечер в первый раз?
Yarınki mülakat için heyecanlı mısınız? Ты волнуешься из-за завтрашнего интервью?
Yarınki kamp için heyecanlı mısın? Ты беспокоишься о завтрашнем походе?
Kardeşinle tanışacağın için heyecanlı mısın? Ты рада познакомиться с братом?
Texas için heyecanlı mısın? Ты взволнован перед Техасом?
Lily, çiçekçi kız olacağın için heyecanlı mısın, canım? Лили, милая, ты рада, что будешь цветочницей?
Internet'i özgür ve açık tutmak için toplumlara, üreticilere ve devletlere bu prensipleri tanımaları için çağrı yapıyoruz. Для поддержания интернет- пространства свободным и открытым, мы обращаемся к местным сообществам, производствам и странам с просьбой о признании этих принципов.
Hepsi çok heyecanlı hissettiriyor. Все это очень волнующе.
Kızıl pandalar genellikle izinsiz avlanılmasalar da, misk geyikleri ve diğer vahşi hayvanlar için konulan tuzaklara kurban gidiyorlar. Хотя браконьеры не охотятся на красных панд, они часто попадают в ловушки для кабарги и других диких животных.
Peki, başka kim heyecanlı? А кто ещё здесь взволнован?
İlk yağmur ve şiddetli rüzgar kendini gösterdiğinde insanlar hala ahşap panellerine çekiçle vuruyor, market alışverişlerini yapıyor, Facebook'ta canlı yayın başlatıyor ve hayatlarını tehdit eden gelgite tanık olmak için kendilerini tehlikeye atıyorlardı. Первые ливни и порывы ветра уже достигли островов, и люди продолжали заколачивать свои окна деревянными досками, совершать последние пробежки в супермаркет, вести трансляции в Facebook и рисковать жизнью, чтобы стать свидетелями смертоносного величия огромных волн и прилива.
Bilirsin, heyecanlı, sınırda, kızgın. Ну, взволнованным, возбуждённым, сердитым.
Dallas bölgesindeki Etiyopya diaspora üyeleri ve vefatını duyan arkadaşları, Assefa'nın dileklerini gerçekleştirmek için bir bağış sayfası açtı. Чтобы исполнить последнее желание писателя, представители эфиопской диаспоры в Далласе, а также друзья, узнавшие о его кончине, открыли для него страничку gofundme.
Bu işe ilk başladığım zamanlarda, bunun heyecanlı olacağını düşünürdüm. Когда я только начинал, думал, будет так интересно.
Bırakın yeşil çayırlarda boydan boya güneş parlasın, bu dünya güvenli bir liman olsun Bırakın dünya çocuklar için güvenli bir yer olsun, bu çok mu şey istemek?... Пусть новое солнце осветит эти зелёные пастбища, пусть этот мир станет безопасным приютом Пусть этот мир станет безопасным для детей, неужели я так много прошу?
Çocuklar, bugün hayatımda geçirdiğin en heyecanlı gündü. Ребята, у меня сегодня выдался захватывающий день.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.