Sentence examples of "ilham" in Turkish

<>
Çünkü sen insanlara, benim hiç yapamadığım bir şekilde ilham verebilirsin. Ты можешь вдохновлять людей так, как я никогда не мог.
Buraya, para ya da ilham için değil dünyayı değiştirmek için gelecekler. И не за деньгами, не за вдохновением, а мир переделывать!
Michael Keaton ilham için "The Dark Knight Returns" çizgi romanını okudu. Для вдохновения Китон прочитал комикс "Возвращение Тёмного рыцаря".
Dinleyin! Jai Kumar'a ilham veren kadını arıyoruz. Мы ищем женщину, которая вдохновила скульптора Кумара.
Ama bu zafer dilden dile dolaşacak ve ilham verecek. Но весть об этой победе разлетится и вдохновит остальных.
Hayatını güzellikleri dünyaya yaymaya, insanlara ilham vermeye adamıştı. Он посвятил всю свою жизнь красоте, вдохновлял людей.
Bu % doğru olmayabilir, ama belki sana ilham kaynağı olabilir. Возможно это и не процентное попадание, но должно тебя вдохновить.
Shannon O 'Donnell ben küçük bir kızken benim ilham kaynağımdı. Шеннон О 'Доннелл вдохновляла меня, когда я была ребенком.
Güzel, nazik ve ilham kaynağı kızının, bu şekilde acı çektiğini görmek, onun kalbini kırardı. И ей разбило бы сердце то, что ее прекрасная, добрая, вдохновляющая дочь так страдает.
İnsanlara bu dünyayı daha iyi bir hale getirmek işçin ilham veren bir sembol olabilirsin. Ты можешь быть символом, вдохновляющим каждого, и эта планета может стать лучше.
Hindistan ve Pakistan arasındaki anlaşmazlık onlara Pakistan'da çalışma kampı düzenlemek için ilham kaynağı oldu, bu ilhamla birlikte 1951'den beri Pakistan'da gönüllü çalışma düzenlenmektedir ve çalışmanın Asya'da da SCI'nin çok sayıda yerel şubeleri ve grupları kurulmasına etkisi olmuştur. Конфликт между Индией и Пакистаном вдохновил их на организацию междунароных лагерей в Пакистане с 1951 года. Как следствие, несколько местных отделений и групп SCI были основаны в Азии.
İnsanlara ilham verecek ve sen de bunun bir parçası olacaksın. Она будет вдохновлять людей, и вы будете частью этого.
Tyler bu hikâyedeki ahlaki ikilemin grubun ismi için ilham kaynağı olduğunu açıkladı. Тайлер объясняет, что эта история нравственной дилеммы была вдохновением для названия группы.
O'nun güven verici gülümseyişi ve kibar gözleri hepimiz için bir ilham kaynağı. Его уверенная улыбка и добрые глаза служат источником вдохновения для нас всех.
Çalışma muhtemelen William Douglas O 'Connor'ın Walt Whitman'ı benzer şekilde savunduğu ve 1866'da basılan "The Good Gray Poet "'i yazmasında ilham vermişti. Считается, что именно эта книга Сары Хелен вдохновила Уильяма Дугласа О 'Коннора на написание "The Good Gray Poet", аналогичного труда в защиту Уолта Уитмена (1866).
John kendi yolumda yürümem için bana ilham verir mi? Думаешь, Джон, вдохновит меня идти своей дорогой?
O, başkalarına gerek eylemlerle gerekse içgüdüleriyle harekete geçmeleri için ilham veren biriydi. Он был человеком, который вдохновлял других действовать своим примером, своим инстинктом.
Elbette bu çocuklara sadece Flash değil, bilim de ilham verecek. Конечно, наука будет вдохновлять этих детей, не только Флэш.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.