Sentence examples of "kaybı" in Turkish

<>
Saç renginin kaybı, otoimmün hastalığa işaret eder Graves Hastalığı olabilir. Потеря волосяного пигмента указывает на аутоиммунное заболевание, возможно базедова болезнь.
"Bunun inanılmaz bir vakit kaybı olduğunu hiç düşünüyor musun?" Вам когда-либо ощущали что-то, что могло быть огромной потерей времени?
Ama dikişe bile gerek yok ve kan kaybı da çok az. Но не нужно никаких швов, и почти нет потери крови.
İyi bir sohbet asla vakit kaybı olmaz değil mi? Хорошая беседа - не пустая трата времени, правда?
Okul sanki zaman kaybı gibiydi. - Ama öyle değildir. Занятия в школе всегда казались мне такой бездарной тратой времени.
Kimliği bilinmeyen bir muhbir sayesinde, can kaybı olmadı. Ama hasarın yüzbinlerce doları bulduğu söyleniyor. Благодаря анонимному сообщению, обошлось без жертв, но нанесён ущерб в сотни тысяч долларов.
Evet, ortada bir can kaybı olunca hak sahiplerine yardımcı olmak için olayı çabuk halletmeye çalışıyoruz. Да, как только имеются жертвы, мы стараемся как можно быстрее разобраться с помощью наследникам.
Kan kaybı çok fazla, karaciğeri ve böbrekleri zarar görmüş. Beni asıl endişelendiren beyin travması. Большая кровопотеря, повреждены печень и почки, но больше всего меня беспокоит травма головы.
Doktor, sıvı kaybı ve kan basıncının gerçekten yüksek olduğunu söyledi. Доктор сказал, что у тебя обезвоживание и очень высокое давление.
Binbaşı, Teal'c öldü, ve bu tartışma zaman kaybı. Майор, Тилк погиб и этот спор пустая трата времени.
Anlaşılan o ki, sizin şu Hollywood çifti zaman kaybı değilmiş. Оказывается, ваша голливудская пара не была совсем пустой тратой времени.
Tom birçok defa başrısız oldu, ama bunun zaman kaybı oldugunu hissetmedi. Тому это не удавалось много раз, но не чувствовал, что это была потеря времени.
Ateş ve dehidratasyon ishal, kilo kaybı var. Жар, обезвоживание, диарея, потеря веса.
Tam tersi, bana göre perde sahne bir safra kesesi kaybı ile sona erecektir. Ха-ха! Напротив, я предсказываю, что Акт Сцена закончатся потерей желчного пузыря.
Birini güvenli bir şekilde hayata geri döndürürken geçen süreci bilinç kaybı ya da uzun vadeli etkileri olmadan uzatmak. И продлить период, когда можно вернуть человека к жизни без потери памяти, и долгосрочных отрицательных эффектов.
Katil, silahı denize attıysa bile bu yaptığımız tamamen vakit kaybı. Если убийца выбросил пистолет в море, это пустая трата времени.
Aslına bakarsanız, bunu tamamen bir zaman kaybı olarak görüyorum. На самом деле, я считаю это бесполезной тратой времени.
Hafıza kaybı olağandışı değil. Tam olarak kötü bir şey de değil. Потеря памяти - это не редкость, и это необязательно плохо.
Ve bu büyük bir yetenek kaybı olurdu. А это было бы потерей великого таланта.
Hastalığın belirtileri, hafıza kaybı işitme kaybı, körlüktür. Среди симптомов потеря памяти, потеря слуха и зрения.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.