Beispiele für die Verwendung von "park edilmiş" im Türkischen

<>
Her yere baktım ama sonunda New York plakalı minivanını arka tarafa park edilmiş şekilde gördüm. Я везде искал, и наконец-то нашёл твой минивэн с нью-йоркскими номерами, припаркованный рядом.
V8 yakınlarında park edilmiş bir plastik plaj arabası. Это пластиковый багги, припаркованный рядом с V8.
Sen çıkarken arka tarafa ya da sokağa park edilmiş... Он не стоял во дворе, когда вы уезжали?
Arabası garaj yoluna park edilmiş. Giriş kapısı kilitliymiş. Машина припаркована около дома, входная дверь заперта.
Sokağın başında park edilmiş siyah bir Civic gördüm. Я видела черную Хонду Цивик, припаркованную неподалеку.
Araba yol kenarına park edilmiş. Его машина припаркована на обочине.
Dışarıda kapıya yakın park edilmiş kırmızı bir Sedan var. Снаружи красный "Седан", припаркованный у двери.
Yoldan geçen biri park edilmiş minibüsten kan aktığını görünce ihbar etmiş. Прохожий заметил кровь, капающую из припаркованного фургона, и позвонил.
Bu sabah saat'te Las Vegas Bulvarı'nda ortalıkta park edilmiş şekilde bulduk. Мы обнаружили его в пять часов утра. Прямо посреди бульвара Лас-Вегас.
Cinayetlerin bağnazlık ile harekete geçmediği, bir park çekişmesinin gereksizliği halihazırda delil gösteriliyor. Бессмыслица спора за место на парковке уже используется в качестве доказательства того, что убийства не были мотивированы нетерпимостью.
Ülkedeki spor tesislerinin yoksunluğuna rağmen Filipinliler, sokaklar ve terk edilmiş alanlar gibi ilginç yerlere basketbol potası kurmak için zekice yollar buldular. Несмотря на недостачу спортивных сооружений в стране, филиппинцы находят оригинальные способы соорудить баскетбольные кольца в разных необычных местах, таких как заброшенная недвижимость и улицы.
Fakat eğer bir Müslüman park çekişmesi üzerine üç kişiyi vursaydı, tartışmanın gereksizliği, katilin vahşiliği olarak gösterilirdi. Но если бы мусульманин застрелил трех человек за парковочное место, то бессмыслица спора приводилась бы в качестве доказательства его жестокости
Polonyalılar jeneratör kullanarak Pripyat'ın bazı binalarına elektrik verip yıldan fazla süredir ilk defa terk edilmiş şehri ışıklandırdılar. Используя генераторы, поляки смогли включить электричество в нескольких зданиях Припяти, осветив брошенный город в первый раз за последние десятилетия.
Kızıl pandaların üreme dönemlerinin Temmuz ortalarında başlaması dolayısıyla, ulusal park ziyaretçilere kapatıldı ve hatta yerel halkın odun toplaması da iki aylığına yasaklandı. С началом сезона размножения красных панд в середине июня национальный парк был закрыт для посетителей, и даже сбор дров для местных жителей был запрещен на два месяца.
Çökmüş ekonomi ile yüzleşmek zorunda kalan üç işsiz mimar ise şehri terk etmeyi reddediyor ve sıradışı bir yürüyüş turu acentası açmaya karar veriyorlar - Porto, genel durum, iyisi ve kötüsü: Mimari, Tarih, Politika, Şehircilik, Yavaş Gıda ve Söylentiler Sizlere caddeleri, terk edilmiş binaları, meydanları, karanlık arka sokakları, eski pazarları, baharatlı petiscos'ların ucuz "tascas" larını ve hepsinin arkasındaki hikayeleri göstereceğiz ve çok taraflı bakış açılarından mükemmel sohbetler edeceğiz. Три безработных архитектора перед лицом внезапного экономического разрушения отказались покинуть город и решили открыть невероятное агентство прогулочных туров, чтобы показать Порто с обеих сторон, хорошей и плохой: архитектура, история, политика, городская жизнь, кафе и рестораны, легенды... Мы покажем вам аллеи, брошенные здания, площади, небольшие улочки, старые рынки, недорогие забегаловки с острыми португальскими закусками, расскажем истории, связанные с этими местами.
Şey, Mona-Lisa ve sen gittikten sonra bulduğu o kız park yerinde yumruk yumruğa kavgaya tutuştular. Мона-Лиза и какая-та девушка, которую она нашла, когда ты ушла, подрались на парковке.
Kasaba dışında, terk edilmiş bir dökümhanede duruyor. Он в заброшенном литейном цеху за пределами города.
Sanık Park Bo Hyun. Подсудимый Пак Бо Хен.
Terk edilmiş olabilir mi? Кажется, здание заброшено.
Onu çalmış. Bir yere park etmiş. Bulunduğu yere bomba düşecekmiş. Он его украл, припарковал там, где упадёт бомба.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.