Sentence examples of "tamir" in Turkish

<>
Arabayı ve jeneratörü tamir etmen lazım. Вы должны починить машину и генератор.
Otto'yu bulacağım ve ona bunu tamir ettireceğim. Я найду Отто и заставлю всё исправить.
Bir düşün. Şef O'Brien iletişim rölesini tamir ettiğinde gerçek dünyada neler olduğunu duymuştuk. Когда шеф починил коммуникационное реле, мы смогли услышать, что происходит в реальном мире.
Bir arabanın arkasında bir çocukla olmak yerine arabayı tamir eden kız olmayı tercih ederdi. Она предпочитала лежать под машиной и чинить её, чем сидеть сзади с парнем.
Mike, tamir etmek için mesaiye kalması gerekiyor mu diye soruyor. Майк спрашивает, надо ли работать сверхурочные, чтобы восстановить его?
Sen artık git de şu kamyoneti tamir ettir Jett. Тебе пора ехать, Джет и почини эту машину.
Şu şeyi tamir edecek misin yoksa başka birini mi çağırmam gerek? Вы уже починили эту штуковину, или мне вызвать кого-нибудь ещё?
Biri aletlerini çıkarsın da bu yaşlı dünyayı tamir edelim. Давайте достанем наши инструменты и починим этот старый мир!
Bir gün bu tekneyi tamir etmek için başka bir dahi bulacak. Однажды ему придется искать другого гения, чтобы починить его корабль!
Gerçekten öyle düşünüyorum. Bir tane ve tanesi tamir edilirken giymek için bir tane ekstra olması yeterli. Я думаю достаточно носить один и иметь про запас еще один на случай чистки или починки.
Yapacak çok iş var ve gemiyi tamir edecek sadece beş gönüllü var. При таком количестве работы у меня всего пять добровольцев на починку корабля.
Biliyorum. Geçen haftanın girişlerini daktilo ediyorum Betty'ye güveç getiriyorum ve fotokopi makinesini tamir ettiriyorum. Знаю, печатаю приемы прошлой недели, отношу запеканку Бетти и починю копировальную машину.
Ne bedava yemek ne yakıt ne tamir ne de senin ve çalışanların için güvenli bir liman olur. Я больше не дам вам бесплатной еды, топлива, не сделаю ремонт и не предоставлю убежища.
Artık sadece tamir ediyorum ve satabildiğim zamanlarda eski parçaları satıyorum. Сейчас я занимаюсь ремонтом и продаю запчасти, когда могу.
İki saat önce, motorları tamir ediyorduk. Еще два часа назад мы чинили двигатель!
Kankalar arabaları tamir edip yaşlıları şehir dışına çıkarmaktan bahsediyor. Братва чинит машины, планируем вывезти стариков из города.
Çatıyı tamir etmenin maliyeti onu şok etti. Стоимость ремонта крыши шокировала её.
Tamam, gemiyi tamir edebilir misin edemez misin? Ладно, вы можете починить корабль или нет?
O mühendisi kubbe mekanizmasını tamir için razı etmen gerekiyordu. Ты должен был заставить того инженера исправить механизм купола.
Duşunu tamir eden herif Mark mıydı? Марк, парень который починил душ?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.