Sentence examples of "много" in Russian

<>
Пусть новое солнце осветит эти зелёные пастбища, пусть этот мир станет безопасным приютом Пусть этот мир станет безопасным для детей, неужели я так много прошу? Bırakın yeşil çayırlarda boydan boya güneş parlasın, bu dünya güvenli bir liman olsun Bırakın dünya çocuklar için güvenli bir yer olsun, bu çok mu şey istemek?...
По её словам, она только сейчас осознала, как много среди них сильных личностей, которые бросают вызов стереотипу угнетенной арабской женщины. "Burada, baskı altında kalmış birçok Arap kadınının kalıp yargılara karşı koyduğunu farkettim". dedi.
Я видел много колец по ходу проекта, но до сих пор удивляюсь, когда вижу эти самодельные площадки везде и всюду, и людей всех возрастов, играющих иногда только в шлепанцах. Proje süresince birçok basket sahası görmeme rağmen halen her yaştan insanın -bazen sadece parmak arası terliklerle bile- bu üstünkörü sahalarda basketbol oynadığını görmek beni hayrete düşürüyor.
Я видела много человеческих останков в Алеппо, и кажется, хорошо презентую это на английском языке. Halep'te çok insan kalıntısı gördüm ve İngilizce "de bunu pazarlamakta iyiymişim.
Война идёт уже четвёртый год и фактор усталости начал сказываться на благотворителях, общественных организациях и принимающих обществах, которые уже так много сделали для беженцев. Savaşın dördüncü yılına girmesiyle birlikte, çok uzun zamandır onlara bakan bağışçıları, sosyal kurumları ve barınma sağlayan toplulukları ümitsizlik sardı.
Ты явился довольно поздно, еще много дел. Biraz geç geldin ve yapacak çok işimiz var.
У меня много идей. Benim birçok fikrim var.
Но ему нужно много внимания. Ama ilgiye çok ihtiyacı var.
Здесь много шляп на выбор. Giymek için çok şapka var.
Люди говорят, что тунца очень много. İnsanlar burada çok fazla orkinos olduğunu söylüyor.
Много путешествовала в силу характера своей работы. İşi yüzünden, çok sık seyahat ederdi.
Япония пусть и мала, но места здесь много. Japonya küçük olduğu kadar yine de büyük bir yer.
Да, я много работал. Evet, gerçekten çok çalıştım.
У меня так много ракета! Benim bir sürü füzem var!
Элайджа, как много тел? Elijah, kaç ceset vardı?
"У нас есть много общего. "Birçok ortak noktamız var."
Ты значил для меня очень много. Benim için çok şey ifade ettin.
Тут не так много еды... Yiyecek fazla bir şey yok.
Чертовски много всего можно сделать за это время, но это страшно утомляет. Bir sürü şey yapıyorsun, ama evet, korkunç yorucu. - Hmm.
Друг, есть много ботинок того же размера и фасона. Dostum, aynı türde ve boyutta pek çok ayakkabı var.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.