Sentence examples of "adil" in Turkish

<>
Muhtemelen adil değil, ama seni daha yüksek standartlarla değerlendirdim. Возможно, это не справедливо, Но я ожидал большего.
Onu tek başına aile reisi yapmak pek de adil değil. Не думаю что это честно - делать его единственным кормильцем.
Ortak Komisyondaki ticaret delegelerimiz Birleşmiş Milletler hükümeti temsilcileri tarafından adil olmayan bir şekilde suçlandılar ve tahkir edildiler. Наша делегация в совместной комиссии по Экономике и Торговле была несправедливо обвинена и опорочена представителями правительства США.
Sıra dışı bir güzelliği var ve adil olmak gerekirse, şiddet kısmı benim fikrimdi. Она изысканно красива, и, справедливости ради, жестокость - была моей идеей.
Gerçek adalet ve adil polis şampiyonu! Чемпионом истинного правосудия и справедливого правопорядка.
Bana Ajan Keen'e adil bir yargılama yapılacağına söz verdin. Ты обещал, что агента Кин ждет справедливый суд.
Biliyorum dostum. Tam olarak adil bir karşılaşma değil, değil mi? Я знаю, приятель, не очень честный бой, да?
Bana yardım ettiklerinde kendimi küçük düşürterek ödeme alırlar. gayet adil bence, sence değil mi? Когда они мне помогают, я расплачиваюсь своим унижением, так что, все по-честному.
Adil ve mütedeyyin Pazzi ailesi... Справедливая и благочестивая семья Пацци...
Ve bunu kanıtlamak için adil bir şekilde yargılanacak. Докажите это, и он понесет справедливое наказание.
Yaşanan tüm sorunlara rağmen bu seçimin, tarihi olarak serbest ve adil olarak gerçekleştirildi. Несмотря на проблемы, это историческое голосование по прогнозам будет объявлено честным и свободным.
Bu hiç adil değil ama masum insanları öldürmek de değil. И это нечестно, но и убивать невинных тоже нельзя.
Ama başka şeyler de hissediyorum. Adil davranamayan, iyi ve güzel olmayan duygular. Но есть ещё кое-что, что не так справедливо, правильно или хорошо.
Ama bu adil değil, Red. Но это не честно, Ред.
Ama zincirin üst seviyelerinde parayı toplayan biri duruyorsa bu hiç de adil değildir. Bak sen!: Но если кто-то вверху этой цепочки станет забирать все дополнительные деньги, то это будет несправедливо.
Sende şeref duygusu var, adil oynamalısın. У тебя есть чувство чести, справедливости.
Şimdi evlilik sözleşmesini fes edip, adil bir çözüm pazarlığı yapmanı istiyorum. А теперь, я хочу аннулировать контракт, и добиться справедливого соглашения.
Penny şartlı tahliye alacak ve Oz da bu sefer adil bir duruşmaya çıkacak. Она получит условный срок, а он - справедливый суд на этот раз.
Ama benim adil ve iyi bir insan olduğumu anlamaları uzun sürmeyecektir. Но игроки быстро поймут, что я честный человек добрый человек.
Sayın Yargıç, bu adil değil. Ваша честь, это не справедливо.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.